Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Kitap)

Kısaca: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa'nın ilk baskısı 1930 yılında yapılmış otobiyografik romanıdır. Peyami Safa'nın en fazla basılan ve beğenilen eseridir.15 yaşında hasta bir çocuğun 1915 yılındaki olayları anlattığı bir hatıra defteri şeklinde kaleme alınmıştır. ...devamı ☟

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (kitap)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (kitap)



Başlık yazısı

ortala
ortala
ortala
sağa yatır
ortala
}

Peyami Safa`nın 1931`de yazdığı roman. Ayrıca aynı adla filmi de çekilmiştir.

Peyami Safa bu romanında, insanın ruhuyla bedeni arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Mutlulukların ve felaketlerin bu derece kuvvetli anlatılabilmesi, kitabını, unutulmaz klasikler arasına sokuyor. Yazar, sevildiğini hissetmenin yarattığı mucizeleri tasvir ediyor romanının sayfalarda.

Kitap ozeti: Yazarın küçüklüğünden beri çektiği hastalık onu hastanelerden tiksindirmiştir. Fakat durumu ciddiyetini korumaktadır. Annesi ile kenar mahallelerin birinde ahşap bir evde yaşamaktadır. Bir gün ameliyat olması gerektiğini öğrenip hastaneden döndüğünde evde annesini bulamaz ama odanın halinden annesinin şiddetli bir baş ağrısı geçirdiğini anlar. O sırada annesi gelir. Yazar ise annesini üzmemek için ona gerçekleri anlatmaz. Kendi doktoruna gidip ona gözükmesi gerektiğini söyler. Annesi yazarın Erenköy`e gideceğini öğrenince paşanın da onu merak ettiğini söyler. Ertesi gün yazar önce paşaya gider. Paşa ilk olarak sağlık durumunun nasıl olduğunu sorar. Yazar da kaçamak cevaplar vererek olayı geçiştirir. Daha sonra odaya Nüzhet gelir. Yazardan getirmesini istediği kitapları alır. Kızı gidince paşa yazara, bir de Doktor Ragıp Bey` e görünmesini tavsiye eder. Paşanın uzaktan akrabası olan yazar, küçük yaşlardan beri onunla konuşur, ona kitap okur. O akşam yine bir roman okumaktadır fakat paşa uyuyunca Nüzhet`le birlikte bahçeye gider ve muhabbet ederler. Yazar on beş yaşında ve aralarında dört yaş olmasına rağmen Nüzhet` i sevmektedir. Ancak onun da aynı duyguları hissettiğinden emin olmaz. Bahçede konuşurken Doktor Ragıp`ın Nüzhet` i istediğini duyunca önce üzülür ama Nüzhet oralı olmayınca, duyduğu şüpheye rağmen keyfi yerine gelir. Daha sonra Nüzhet annesinin isteği üzerine uyumaya gider ve yazar da kendine olan tüm güvenini kaybeder. Hastalığı onu normal yaşından çok daha olgun davranmaya sevk etmiştir. Doktorun ikazlarına rağmen baston kullanmayan yazar o gece yatakta yorgun ve acı içinde kıvranmaktadır. Henüz uyumadan Nüzhet yazarın yanına uğrar ve uyuyamadığını bahane ederek tekrar koyu bir muhabbete başlarlar. Ertesi gün yazar erkenden doktora gideceğinden Nüzhet onun uyumasını ister. Fakat yazar ona karşı olan zafiyetini daha fazla saklayamaz, onu kendisine çekip bir kere öper ve Nüzhet şaşkınlık içerisinde koşarak odasına gider. Sabah olunca yazar Kadıköy`e gider ve paşanın istediği kitapları alır ve sonra da annesine bir ay içerisinde gelemeyeceğini yazar. Oradan da doktora gider fakat operatörün dersi olduğundan görüşemezler. Operatörle akşama görüşebilen yazar ondan baston kullanması ve iyi yemesi ve dinlenmesi konusunda uyarı alır. İşi bitip köşke dönen yazar içeriye girdiğinde kendisinden gizli bir şey konuşulduğunu anlar ve üzüntü içerisinde bahçeye oturmaya çıkar. Daha sonra Nüzhet gelir ve yazar içeri girdiğinde annesinin dolabın arkasında çıplak olduğunu söyleyerek onu rahatlatır. Fakat akşam Nurefşan ona gerçekleri yani Nüzhet ile Doktor Ragıp`ın durumlarını konuştuklarını söyler. Yazar hayal kırıklığına uğrar ve Nüzhet` in odasına konuşmaya girer. Nüzhet yine yazarı ikna eder. Daha sonra ikisi de uyurlar. Ertesi günü Nüzhet`le bahçede geçiren yazar Nüzhet`le cinsel yakınlaşmalara girer. O akşam Doktor Ragıp yemeğe gelir ve yazar hiç oralı olmaz. Konukları gidince Paşa yazara doktor hakkında görüşlerini sorar o da Ragıp` ı Nüzhet` e yakıştıramadığını söyler. Bunu duyan yengesi de içinden yazara karşı kin tutar. Bir gün yazar yengesinin Nüzhet`i mikroplara karşı uyardığını ve eşyalarımızı ayırdım dediğini duyar ve bunun üzerine evi terk etme kararı alır. Ancak annesinin de o gün paşalara geleceğini duyması kararını değiştirmesine neden olur. Hızla geçen günlerden sonra nihayet evine dönen yazarın ağrıları gün geçtikçe arttığından annesi onu fakülteye götürür. Operatör ona durumun ciddiyetini hatırlatır ve yerinden bile kıpırdamamasını ister. Evi birden kalabalıklaşan yazarın yakınları onu teselli etmeye çalışır. Tekrar fakülteye gittiğinde operatör bacağın kesilmesi gerektiğini söyler. Fakat buna razı olmayan yazar birden bayılıverir. Bundan etkilenen operatör kasaplardan farkı olmaları gerektiğini söyleyip yazara, üç aylık bir sürede bacağını kurtarmak için hastanede kalması gerektiğini söyler. Yazar bunu kabul etmek zorunda kalır ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşuna yatırılır. Burası ona hapishane gibi gelir ve ilk gecesi olaylı biter. Bu korkuya dayanamaz ve bütün gücüyle bağırıp çağırır. Ameliyat gününe kadar yazar farklı bir psikolojiye girmiştir. Kendi yaşadığı olayları, başkası yaşıyormuş gibi algılar ve bunlardan rahatsızlık duyar. Zor geçen günlerin sonunda ameliyat günü gelir. Ameliyatı bitince yedinci pansumanda doktor bacağın kurtulduğunu ancak yere basamayacağını söyler. Daha sonra da Nüzhet` ten gelen karttan Paşanın hastalandığını, Nüzhet` in de Doktor Ragıp` la nikahlanacağını öğrenir. Acılar içinde geçen günlerin sonunda annesi Doktor Mithat ve arkadaşı onu hastaneden taburcu ettirirler.

İlgili konular

1931 kitap peyami safa roman

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
3 yıl önce

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa'nın ilk baskısı 1930 yılında yapılmış otobiyografik romanı. Peyami Safa'nın en fazla basılan ve beğenilen eseridir...

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Peyami Safa
3 yıl önce

Safa (2 Nisan 1899 - 15 Haziran 1961), Türk yazar ve gazeteci. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki...

Peyami Safa, 15 Haziran, 1899, 1901, 1914, 1918, 1921, 1922, 1928, 1931, 1936
Ferdi Atuner
3 yıl önce

Vehbi)Sinema Filmi1985 Dul Bir Kadın (Kumarbaz)Sinema Filmi1985 Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Operatör)TV Dizisi1985 Öç (Menain)Video1984 Yabancı (Cavit)Sinema...

Yıldırım Gencer
3 yıl önce

Adam 1986 Süreyya 1986 Silah Arkadaşları 1986 Acı Sevda 1985 Dokuzuncu Hariciye Koğuşu 1985 Melek Yüzlüm 1985 Assolist 1985 Bu Ne Sevgi 1985 Domdom Kurşunu...

Yıldırım Gencer, 18 Ocak, 1936, 1962, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Kuzuluk, Akyazı, Tatar Ramazan, Yorgun Savaşçı, Hatasız Kul Olmaz, Bodrum Hakimi, Yarın Artık Bugündür
Kartal Tibet
3 yıl önce

Takip (1967) Ömre Bedel Kız (1967) - Vedat Hırsız Prenses (1967) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1967) Bizanslı Zorba (1967) - Karaoğlan Karaoğlan Yeşil Ejder...

Kartal Tibet, Ertem Eğilmez, Karaoğlan, Sultan, Taslak şablonları, Zübük, Gol Kralı, Şalvar Davası, Tosun Paşa, í–lmeyen Aşk, Dağlar Kızı Reyhan
Salih Kırmızı
3 yıl önce

1985 Palavracılar(Sinema Filmi) 1985 Mahkum (Sinema Filmi) 1985 Dokuzuncu Hariciye Koğuşu(TV Dizisi) 1985 Büyük Günah(Sinema Filmi) 1985 Ateş Dağlı(Sinema...

Türk edebiyatı
3 yıl önce

Bakkal, 1926 ^ R. N. Güntekin, Yaprak Dökümü, 1930 ^ Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 1930 ^ 4 c. 1955-1987 ^ Sığırdere, 1955; Körduman, 1957; Yedi...

Edebiyat, Türkler, Türkçe, Roman, Hikaye, Klasizm, Sembolizm, Romantizm
Aliye Rona
3 yıl önce

vefat eden sanatçı Karacaahmet Mezarlığı'nda aile kabristanına defnedildi. ^ Nedim Şener "Uğur Dündar: İşte Hayatım" Doğan Kitap, İstanbul, 2011, s. 230...

Aliye Rona, 1921, 1930, 1947, 1965, 1967, 1968, 1969, 1996, 27 Ağustos, Adana Altın Koza Film Festivali