8. yy.`da Nizari İsmaililer arasından çıkan bu topluluğun 14. yy.`a dek faaliyetlerini sürdürdükleri sanılmakta. Kapalı bir topluluk olan haşhaşiler radikal bir din akımının takipçileri olarak ortaya çıktılar. Suikasti, Eyyubilere, Selçuklulara ve Abbasilere karşı siyasi yaptırım aracı olarak kullandılar. Avrupa dillerine Haçlı Frankları tarafından taşınan sözcüğünün kökeni haşhaşindir.
Kendilerine el-da`va-t-ul-cedide (yeni dava, yeni öğreti) ya da fedaayiin (Arapça fedailer -bir amaç uğruna kendini feda etmeye hazır olan) derlerdi.
Tanım
Çağdaşları olan diğer müslümanlar tarafından hep şüpheyle karşılandılar. Kendilerini batıni olarak tanımlıyorlardı. Bu bir anlamda ``sözde`` müslüman olmak olarak da algılanıyordu. Diğer müslüman topluluklar tarafından sürekli olarak dışlanmaları onları zaman zaman batılı hıristiyanlarla işbirliğine itti. Hatta, bazı iddialara göre, Kudüslü I. Almaric ile hıristiyanlığı kabul etme konusunda giriştikleri müzakereler hıristiyanlığı kabul etmeleri halinde kutsal topraklarda yaşayan gayri hıristiyanların ödemekle yükümlü oldukları vergilerden muaf olacakları endişesiyle Tapınak Şövalyeleri tarafından bozulmuştur. Şii İsmaililerden olduklarını söylemelerine rağmen ana islami akımlarından uzaktılar.İran kökenli bu örgüt, bölgeyi hakimiyetlerinde bulunduran ve İsmailileri baskı altına almaya çalışan Selçuklulara karşı mücadele etmek amacıyla cinayeti sistemli bir saldırı aracı olarak kullanmaya başladılar. Hedef aldıkları kişiyi öldürme konusunda çok titiz ve başarılıydılar. Eylemlerinin başka kayıplara yol açmama, masum olarak gördükleri diğer bireylere zarar vermemesi konusunda çok dikkatli davranırken etrafa saldıkları korkuyla elde ettikleri etkin nüfuzu koruyabilmek için cinayetleri genelde halka açık mekanlarda, bilhassa camilerde işlemeyi tercih ediyorlardı. Hedeflerine kılık değiştirerek yaklaşan haşhaşiler, kurbanlarına kurtulma olasılığı tanımamak için zehir, ok ve yay gibi araçlardan kaçınıp, hançer kullanmayı tercih ediyorlardı. Hiçbir koşul altında intihara girişmeyip hep yakalandıkları kişiler tarafından öldürülmeyi yeğlediler.
Kaynağı belirsiz bazı söylentilere göre ölümcül ünlerini siyasi baskı aracı olarak kullanıyorlardı. Örneğin, genellikle yüksek mevkiideki bir kurban bir sabah uyandığında yastığının üstünde bir haşhaşi hançeri bulur. Hiçbir yerde güvencede olmadığı, çalışanlarının arasına haşhaşilerin sızdığı konusunda bariz bir ipucu olan bu eylem, hayatına değer veriyorsa onların çıkarlarına ters düşen girişimlerinden vazgeçmesi gerektiği anlamına geliyordu.
Assasin sözcüğünün kökeni
İngilizcedeki assasin sözcüğünün Arapça haşhaşin (afyonkeş) sözcüğünden türediği varsayılır. Bununla birlikte bazılarına göre sözcüğün kokeni Marko Polo`nun 1273`teki Alamut ziyaretini anlattığı anılarında bahsettiği, haşhaştan çok alkollü içecekleri andıran bir uyuşturucudur.Bazı yazarlara göre de sözcük "Hasan`ın takipçileri" (Hasan Sabbah, Alamut Şeyhi ya da Şeyh-ul-Cebel --Arapça Dağın Şeyhi). Bazılarına göre de, o çağlarda uyuşturucu kullanımı toplumda kabul görmeyen bir alışkanlık olduğundan ``haşhaşin`` toplum dışı, serseri sözcükleriyle eş anlamlıydı. Bir başka deyişle, Hasan Sabbah`ın İsmaili örgütünün bu sözcükle anılması uyuşturucu kullandıklarının ispatı olmayabilir. Bir başka rivayete göre, göreve çıkmadan önce sakinleşmek için haşhaş kullandıklarıydı. Bazıları kullandıkları maddenin bir uyarıcı olduğunu ve savaşta onları çılgına çevirdiğini iddia ederler. Bu maddenin erginleme törenlerinde yeni üyeye ölümden sonra kendisini bekleyen ödülleri göstermek için kullanıldığı da söylenir. Gizemleri ve uyuşturucu kullanımı arasındaki ilişkiyi tutarlı bir şekilde açıklayabilen güvenilir bir tarihi kaynaktan yoksunuz.
Güney Asya ve Türkiye`de haşhaş sözcüğü afyon anlamına gelir ve günümüzde onun türevi olan eroin için de kullanılır. Afyon, kullanıldığında keyif vererek uyuşturan ve halisünasyona neden olan bağımlılık yapıcı bir maddedir. Acaba Marko Polo`nun haşhaşilerin kullandığını rivayet ettiği uyuşturucu bu muydu? Afyonun savaş sırasında kullanıldığı durumlar da vakidir; Kore Savaşı sırasında askerleri çılgın saldırılara teşvik edebilmek ve acılara dayanıklı kılabilmek için Çin ordusunca kullanılmıştır. Bahsi geçen uyuşturucunun İslam tarafından yasaklanan alkol olması pek muhtemel değildir.