Yaşamı
Ressam, sanat emekçisi ve öğretmen İsmail Altınok, 1920 yılında Burdur`da doğdu. İzmir Öğretmen Okulu`nda Abidin Elderoğlu`nun, 1943 yılında bitirdiği Gazi Eğitim Enstitüsü`nde Malik Aksel ve Refik Epikman`ın öğrencisi oldu. 1942 yılında Cemal Tollu ile tanıştı. Ankara`da Eşref Üren ve Cemal Bingöl ile dostluklar kurdu. Eskişehir Lisesi, Ankara Atatürk Lisesi, Namık Kemal Ortaokulu, Ankara Koloji ve Kıbrıs Limasol 19 Mayıs Lisesi`nde resim öğretmenliği yaptı. 1955 yılında bir grup sergisi için Fransa`ya giderek bir ay Paris`te bulundu.1959 yılında İtalyan hükümetinin bursunu kazanarak dört ay Roma`da kaldı. 1943 yılından itibaren Devlet Resim Sergileri`ne katılan ve çeşitli ödüller kazanan ressam, 1973 yılında öğretmenlikten emekli oldu.
İsmail Altınok`un ilk resim sergisi Ankara`da Devrim İlkokulu`nda (1948), sonuncusu ise 2001 yılı Aralık ayında Ankara İş Bankası Sanat Galerisi`nde açtığı retrospektif sergidir. Resim sanatı üzerine yazdığı kitapların yanı sıra, çeşitli konferanslar verdi: "Bugünkü Türk Resmi", "Türk Resminin Sorunları", "Sanatın Tanımı", "Vasarely", "Toplumcu Görüş ve Resim Sanatı", "Olumlu Sanat, Olumsuz Sanat", "Resimde Kimlik Arayışı" bunlardan belli başlılarıdır.
Sağlık sorunları nedeniyle ömrünün son yıllarında resmi bırakmak zorunda kaldı. 7 Mayıs 2002 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
Sanatı
Burdur Resimleri
İsmail Altınok denilince akla onun Burdur resimleri gelir. Bu manzara resimlerinde o, doğayı kendine özgü bir tarzda soyutlar. Dr. Kıymet Giray, bir yazısında İsmail Altınok`un Burdur resimleri hakkında şöyle söyler: "Büyük boşluklar oluşturan beyaz yüzeylerin içinde varlığı duyumsanan kent, lekenin, renk lekelerinin tadıyla resimlenir bu manzralarda. Altınok çok geniş bir persfektiften bakmaktadır Burdur`a. Kenti uzaktan ve yüksekte bir noktadan izlemektedir. Dağların eteklerine yaslanan kent, kiremitler ve yer yer yeşil lekelerle kurgulanan bir görünümün yalın, duru, içten öznelliğiyle yakalanmaktadır Altınok`un paletine. Ayrıntıların yerini büyük yüzey hareketlerinin, fotografik gözlemlerin yerini yorumun aldığı bu resimlerde Altınok`un Burdur imgeleri başattır."
Altınok`un, bu manzara resimlerinde Burdur`a uzak bir noktadan bakmasının, yani kentin genel bir imgesini kendi soyutlama diliyle yansıtmasının tek nedeni ressamca bir kaygı ya da yaklaşımdan olmasa gerek. Bunda, doğduğu ve öğreniminin ilk yıllarını geçirdiği Burdur`u genç yaşta terketmek zorunda kalmasının da payı olmalı. 1935 yılında, 15 yaşındayken Öğretmen Okulu`na devam etmek üzere Burdur`dan ayrılan Altınok, önce İzmir`de, ardından Balıkesir`de öğrenimini sürdürür. Öğrenimini tamamladıktan sonra, kısa bir süre Burdur`un Çavdır ve Karamanlı köylerinde öğretmenlik yapar. Altınok`un Burdur`dan ikinci ayrılışı, Ankara Gazi Resim-İş Bölümü`ne devam etmek için olur. Bu tarihten sonra Burdur, Dr. Kıymet Giray`ın da belirttiği gibi, "artık aile ziyaretlerinin yapıldığı bir kent olarak yavaş yavaş Altınok`tan uzaklaşmaya başlayacak fakat, sanatsal üretiminin içinde kalıcılığını yakalayacaktır."
Burdur resimlerinin Altınok`un sanatsal üretiminde ağırlıklı bir yerininin olmasını nasıl yorumlamak gerek? Burada da, sanat dünyasında genellikle gözardı edilen, ya da salt kişinin gelişim psikolojisine indirgenen öznel gerçeklik`in, evrensele ulaşmada oynadığı önemli role tanık oluyoruz. Burdur, Altınok`a hem memleket, hem de malzeme, bir diğer deyişle imge kaynağı olmuştur. Altınok, bu malzemeyi sonraki gelişme aşamalarında, kendine özgü bir tarzda ustaca değerlendirmeyi bilmiştir.
Figüratif Anlatımlar
Dr. Kıymet Giray, Altınok`un Burdur resimlerinin ikinci gurubunu "aile resimleri" dediği "figüratif anlatımlar"ın oluşturduğunu yazar. "Baba-çocuk ilişkilerini sergileyen ve kendi ailesi ile çocukları arasında ilerleyen aile bağları yansır Altınok`un resim karelerine." Bu gruptaki ilk resimleri Epikman Atölyesi`nin (bkz. Refik Epikman) resim anlayışını yansıtır. Bu resimlerde, "figür mekan, konstrüksiyon, geometrik ve soyutlamaya dayalı yorumların güdümünde ilişkilendirildiğini ve açık koyu leke dengelerinin bu kurguyu pekiştirdiği" görülür. "Bir baba olarak çocuklarını resimleyen Altınok, geçen zaman içinde Bonnard esinli yumuşak leke dengelerinin serbest dağılımını yeğleyen anlatımlara yöneldiğini kanıtlamaktadır. Bu yaklaşımı, manzara resimleri için de geçerlidir."
Soyut Uygulamalar
Altınok`un kendine özgü yumuşak bir değişim çizgisi izleyen resim anlayışı, 1942 yılında Cemal Tollu ile tanışması ve 1947 sonrası resim sanatında batının soyut uygulamalarının ve yöntemlerinin Türkiye`deki yansımalarıyla keskin bir dönüşüme uğrar. "Lekesel soyutlamalar, kaligrafik örnekler, geometrik soyulamalar derken op-art da resim sanatımızın içine girer." Bu dönem, Altınok`un da soyut resimlere yöneldiği dönem olacaktır. "Altınok, op-art çözümlemelerini sanat anlayışına katmaya başlar. Öncelik, pozitif negatif ilişkilerinin yarattığı görsel yanılsamalar üzerine gelişen çalışmaların örneklerinin üretilmesidir. Büyük renk alanlarının geometrik geçişleri, bağımsız, özgür bir resimsel dili çağrıştırır. Sanatçı, anlam ifade eden davranışların kıskacından, açık-seçik olmaktan kurtularak bir resimden beklenen plastik değer`lerin kurduğu ilişkilere yönelmektedir."
"Bu op-art resimleri üretmek, Altınok`un sanatına getirdiği radikal bir değişim olmaktan öte anlamlar taşır. Doğa ve figür resimlerini bir kenara bırakıp, matematiksel düzenlemeler, geometrik planlamalar, görsel yanılsamalar üzerine eğilmek, toplumu, üzerinde tartışıp geçildiği yeni bir akımla karşı karşıya getirmek anlamını taşıyacaktır. Resim sanatımızda soyut uygulamaların ağırlıklı olarak bütün sanatçılarımızı egemenliğine aldığı 1960`lı yıllarda İsmail Altınok op-art örnekleriyle farklı yorumlar yakalamaya çalışacaktır. 1975 yılında aldığı Devlet Resim ve Heykel Sergisi Başarı Ödülü, Altınok`un bu anlayışı özgün bir çizgide götürdüğünü kanıtlayacaktır."
Son Yıllar
İlerleyen yıllarda Altınok`un, geometrik ve soyutlamaya dayalı yorumlardan, tekrar manzara resimlerine yöneldiği görülür. 1990`lı yıllarda yaptığı son resimlerinde, serbest, belirgin ve kesişen fırça darbeleriyle oluşturduğu renk lekeleriyle yüzey hareketleri yaratır. Bazen bir iki fırça darbesiyle yarattığı bu hareketlilik etkisiyle oluşturduğu biçimler yoluyla resimlerinin plastik değerini artırır. Altınok`un bu resimleri, renk ve geometrik soyutlamaya dayalı geçmiş çalışmalarını gölgede bırakacak kadar yetkin uygulamalardır. Sanatçı, resimlerine konu olan nesneleri, bir diğer deyişle fotografik gözlemlerini kendine özgü bir soyutlama yoluyla önce biçime, ardından renk lekesine indirger. Böylece biçimler, görsel yanılsama yoluyla tekrar elde edilir olurlar.
Sanatçının ulaştığı yetkinlik gözönüne alındığında, son yıllarında rahatsızlığından ötürü resmi bırakmak zorunda kalması Türk resim sanatı için bir kayıptır.
Sanat Üzerine Görüşleri
İsmail Altınok, sanat konusunda TRT`de özet olarak şunları söylemiştir:Sanatçının, yeni resme başlayacaklara önerileri ise şunlardır:
Çeşitli yazı ve konferanslarında Türk resm sanatını, özellikle çağdaş Türk resimini şöyle değerlendirmiştir:
İsmail Altınok TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası) Devrimci Eğitim Şurası`nda bir bildiri sunmuştur. Bu bildiride, kendi ifadesiyle, şu konulara değinmektedir:
Sanatı Üzerine Görüşler
İsmail Altınok, çalışmalarını sergilediği sergilerde çeşitli eleştiriler almıştır. Ressam ve sanat eleştirmenlerinin İsmail Altınok`un sanatı üzerine görüşlerinden bir kısmı aşağıda verilmektedir.Adnan Turani (ressam) Halkbank tarafından hazırlanan katalogda şunları söyler:
Kaya Özsezgin (sanat eleştirmeni), Emlak Bankası tarafından hazırlanan katalogda şunları söyler:
Kıymet Giray (sanat eleştirmeni), İş Bankası tarafından hazırlanan katalogda şunları söyler:
Otobiyografisi
İsmail Altınok`un özel not defteri bu şiirle ve bu sözlerle başlar. Sanatçının kendi ifadesi ile biyografisi ise şöyledir:
Aldığı Ödüller
- 1943 yılında, Ankara Halkevi`nin açtığı sergide ikincilik ödülü aldı.
- 1954`te Devlet Resim Sergisi`ne katılan "Burdur Dağları" adlı resmi Sanat Takvimi`ne basıldı ve devletçe satın alındı.
- 1959 yılında açılan Devlet Resim Sergisi`nde "Dağdaki Evler" adlı resmi ikincilik ödülü kazandı.
Kitapları
Kişisel Sergileri
- Ankara Devrim İlkokulu (1948)
- İstanbul Maya Sanat Galerisi (1951)
- İstanbul Maya Sanat Galerisi (1953)
- Ankara Milli Kütüphane Galerisi (1960)
- Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi (1969)
- İstanbul Taksim Sanat Galerisi, Ankara OR-AN Sanat Galerisi (Yalnız soyut resim`lerle, 1974)
- Ankara Pedil Sanat Galerisi (1982)
- Ankara Sanat Yapım Galerisi (1983)
- İzmir Türk-Amerikan Derneği Resim Galerisi (1985)
- Ankara Doku Sanat Galerisi (1985)
- Ankara Şekerbank Sanat Galerisi (1985)
- Arda Sanat Galerisi (1991)
- Burdur Güzel Sanatlar Galerisi, Oluşum Sanat Galerisi (Yalnız soyut resimler, 1992)
- Ankara İş Bankası Sanat Galerisi (Retrospektif, 2001)
Kaynakça
- "Manzara Resimleri ve Optik Yanılsamalar Arasındaki Keskin Çizgide Bir Ressam: İsmail Altınok", Dr. Kıymet Giray (30 Kasım-28 Aralık 2001 tarihleri ararsında Ankara İş Bankası Sanat Galerisi`nde açılan "İsmail Altınok Resim Sergisi" için, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından hazırlanan katalog).
- "İsmail Atınok, Ressam - Sanat Emekçisi - Öğretmen", Dr. Mehmet Altınok.