İsmail Altınok

Kısaca: İsmail Altınok (Burdur, 1920 - Ankara, 7 Mayıs 2002), Türk ressam. ...devamı ☟

İsmail Altınok
İsmail Altınok

İsmail Altınok (Burdur, 1920 - Ankara, 7 Mayıs 2002), Türk ressam.

Yaşamı

Ressam, sanat emekçisi ve öğretmen İsmail Altınok, 1920 yılında Burdur`da doğdu. İzmir Öğretmen Okulu`nda Abidin Elderoğlu`nun, 1943 yılında bitirdiği Gazi Eğitim Enstitüsü`nde Malik Aksel ve Refik Epikman`ın öğrencisi oldu. 1942 yılında Cemal Tollu ile tanıştı. Ankara`da Eşref Üren ve Cemal Bingöl ile dostluklar kurdu. Eskişehir Lisesi, Ankara Atatürk Lisesi, Namık Kemal Ortaokulu, Ankara Koloji ve Kıbrıs Limasol 19 Mayıs Lisesi`nde resim öğretmenliği yaptı. 1955 yılında bir grup sergisi için Fransa`ya giderek bir ay Paris`te bulundu.

1959 yılında İtalyan hükümetinin bursunu kazanarak dört ay Roma`da kaldı. 1943 yılından itibaren Devlet Resim Sergileri`ne katılan ve çeşitli ödüller kazanan ressam, 1973 yılında öğretmenlikten emekli oldu.

İsmail Altınok`un ilk resim sergisi Ankara`da Devrim İlkokulu`nda (1948), sonuncusu ise 2001 yılı Aralık ayında Ankara İş Bankası Sanat Galerisi`nde açtığı retrospektif sergidir. Resim sanatı üzerine yazdığı kitapların yanı sıra, çeşitli konferanslar verdi: "Bugünkü Türk Resmi", "Türk Resminin Sorunları", "Sanatın Tanımı", "Vasarely", "Toplumcu Görüş ve Resim Sanatı", "Olumlu Sanat, Olumsuz Sanat", "Resimde Kimlik Arayışı" bunlardan belli başlılarıdır.

Sağlık sorunları nedeniyle ömrünün son yıllarında resmi bırakmak zorunda kaldı. 7 Mayıs 2002 tarihinde hayata gözlerini yumdu.

Sanatı

Burdur Resimleri



İsmail Altınok denilince akla onun Burdur resimleri gelir. Bu manzara resimlerinde o, doğayı kendine özgü bir tarzda soyutlar. Dr. Kıymet Giray, bir yazısında İsmail Altınok`un Burdur resimleri hakkında şöyle söyler: "Büyük boşluklar oluşturan beyaz yüzeylerin içinde varlığı duyumsanan kent, lekenin, renk lekelerinin tadıyla resimlenir bu manzralarda. Altınok çok geniş bir persfektiften bakmaktadır Burdur`a. Kenti uzaktan ve yüksekte bir noktadan izlemektedir. Dağların eteklerine yaslanan kent, kiremitler ve yer yer yeşil lekelerle kurgulanan bir görünümün yalın, duru, içten öznelliğiyle yakalanmaktadır Altınok`un paletine. Ayrıntıların yerini büyük yüzey hareketlerinin, fotografik gözlemlerin yerini yorumun aldığı bu resimlerde Altınok`un Burdur imgeleri başattır."

Altınok`un, bu manzara resimlerinde Burdur`a uzak bir noktadan bakmasının, yani kentin genel bir imgesini kendi soyutlama diliyle yansıtmasının tek nedeni ressamca bir kaygı ya da yaklaşımdan olmasa gerek. Bunda, doğduğu ve öğreniminin ilk yıllarını geçirdiği Burdur`u genç yaşta terketmek zorunda kalmasının da payı olmalı. 1935 yılında, 15 yaşındayken Öğretmen Okulu`na devam etmek üzere Burdur`dan ayrılan Altınok, önce İzmir`de, ardından Balıkesir`de öğrenimini sürdürür. Öğrenimini tamamladıktan sonra, kısa bir süre Burdur`un Çavdır ve Karamanlı köylerinde öğretmenlik yapar. Altınok`un Burdur`dan ikinci ayrılışı, Ankara Gazi Resim-İş Bölümü`ne devam etmek için olur. Bu tarihten sonra Burdur, Dr. Kıymet Giray`ın da belirttiği gibi, "artık aile ziyaretlerinin yapıldığı bir kent olarak yavaş yavaş Altınok`tan uzaklaşmaya başlayacak fakat, sanatsal üretiminin içinde kalıcılığını yakalayacaktır."

Burdur resimlerinin Altınok`un sanatsal üretiminde ağırlıklı bir yerininin olmasını nasıl yorumlamak gerek? Burada da, sanat dünyasında genellikle gözardı edilen, ya da salt kişinin gelişim psikolojisine indirgenen öznel gerçeklik`in, evrensele ulaşmada oynadığı önemli role tanık oluyoruz. Burdur, Altınok`a hem memleket, hem de malzeme, bir diğer deyişle imge kaynağı olmuştur. Altınok, bu malzemeyi sonraki gelişme aşamalarında, kendine özgü bir tarzda ustaca değerlendirmeyi bilmiştir.

Figüratif Anlatımlar



Dr. Kıymet Giray, Altınok`un Burdur resimlerinin ikinci gurubunu "aile resimleri" dediği "figüratif anlatımlar"ın oluşturduğunu yazar. "Baba-çocuk ilişkilerini sergileyen ve kendi ailesi ile çocukları arasında ilerleyen aile bağları yansır Altınok`un resim karelerine." Bu gruptaki ilk resimleri Epikman Atölyesi`nin (bkz. Refik Epikman) resim anlayışını yansıtır. Bu resimlerde, "figür mekan, konstrüksiyon, geometrik ve soyutlamaya dayalı yorumların güdümünde ilişkilendirildiğini ve açık koyu leke dengelerinin bu kurguyu pekiştirdiği" görülür. "Bir baba olarak çocuklarını resimleyen Altınok, geçen zaman içinde Bonnard esinli yumuşak leke dengelerinin serbest dağılımını yeğleyen anlatımlara yöneldiğini kanıtlamaktadır. Bu yaklaşımı, manzara resimleri için de geçerlidir."

Soyut Uygulamalar



Altınok`un kendine özgü yumuşak bir değişim çizgisi izleyen resim anlayışı, 1942 yılında Cemal Tollu ile tanışması ve 1947 sonrası resim sanatında batının soyut uygulamalarının ve yöntemlerinin Türkiye`deki yansımalarıyla keskin bir dönüşüme uğrar. "Lekesel soyutlamalar, kaligrafik örnekler, geometrik soyulamalar derken op-art da resim sanatımızın içine girer." Bu dönem, Altınok`un da soyut resimlere yöneldiği dönem olacaktır. "Altınok, op-art çözümlemelerini sanat anlayışına katmaya başlar. Öncelik, pozitif negatif ilişkilerinin yarattığı görsel yanılsamalar üzerine gelişen çalışmaların örneklerinin üretilmesidir. Büyük renk alanlarının geometrik geçişleri, bağımsız, özgür bir resimsel dili çağrıştırır. Sanatçı, anlam ifade eden davranışların kıskacından, açık-seçik olmaktan kurtularak bir resimden beklenen plastik değer`lerin kurduğu ilişkilere yönelmektedir."

"Bu op-art resimleri üretmek, Altınok`un sanatına getirdiği radikal bir değişim olmaktan öte anlamlar taşır. Doğa ve figür resimlerini bir kenara bırakıp, matematiksel düzenlemeler, geometrik planlamalar, görsel yanılsamalar üzerine eğilmek, toplumu, üzerinde tartışıp geçildiği yeni bir akımla karşı karşıya getirmek anlamını taşıyacaktır. Resim sanatımızda soyut uygulamaların ağırlıklı olarak bütün sanatçılarımızı egemenliğine aldığı 1960`lı yıllarda İsmail Altınok op-art örnekleriyle farklı yorumlar yakalamaya çalışacaktır. 1975 yılında aldığı Devlet Resim ve Heykel Sergisi Başarı Ödülü, Altınok`un bu anlayışı özgün bir çizgide götürdüğünü kanıtlayacaktır."

Son Yıllar



İlerleyen yıllarda Altınok`un, geometrik ve soyutlamaya dayalı yorumlardan, tekrar manzara resimlerine yöneldiği görülür. 1990`lı yıllarda yaptığı son resimlerinde, serbest, belirgin ve kesişen fırça darbeleriyle oluşturduğu renk lekeleriyle yüzey hareketleri yaratır. Bazen bir iki fırça darbesiyle yarattığı bu hareketlilik etkisiyle oluşturduğu biçimler yoluyla resimlerinin plastik değerini artırır. Altınok`un bu resimleri, renk ve geometrik soyutlamaya dayalı geçmiş çalışmalarını gölgede bırakacak kadar yetkin uygulamalardır. Sanatçı, resimlerine konu olan nesneleri, bir diğer deyişle fotografik gözlemlerini kendine özgü bir soyutlama yoluyla önce biçime, ardından renk lekesine indirger. Böylece biçimler, görsel yanılsama yoluyla tekrar elde edilir olurlar.

Sanatçının ulaştığı yetkinlik gözönüne alındığında, son yıllarında rahatsızlığından ötürü resmi bırakmak zorunda kalması Türk resim sanatı için bir kayıptır.

Sanat Üzerine Görüşleri

İsmail Altınok, sanat konusunda TRT`de özet olarak şunları söylemiştir:

``"Sanat yapıtı iki yanlı bir üründür. Bir yanı içerik, öteki yanı biçim. İçerik, düşünme ile ilgili olarak zaman içinde değişir, biçim de görme ile ilgili olarak zamanla başkalaşır. Sanatta içerikle biçim birbirine organik bağlarla bağlıdır.``


``"Sanatta bir de üslup sorunu vardır ki, bunu da şöyle açıklayabilirim. `Her ressam kendi kanıyla resim yapar` derler, gerçekten öyledir. Birkaç ressam aynı anda aynı modelin resmini yapsalar her birinin resmi başka başka olur. Bu ayrımlar ressamların üsluplarını belirler. Üsluplar, ressamların serbest çalışmalarında da belirginleşirler. Buna kişisel üslup denir.``


``"Amaç, çağ üslubu içinde yer almak olmalıdır. Ülke sanatları `çağ üslubu` denen büyük sanat üslubunun içinde gelişir."``


Sanatçının, yeni resme başlayacaklara önerileri ise şunlardır:

``"Önce yanlış alışkanlıkları varsa onları bırakmalarını salıklarım. Örneğin; kartpostal cinsinden resimler yapıyorlarsa, fotoğraflardan çalışıyorlarsa bunları hemen bırakmalıdırlar.``


``"Ezbere resim yapıyorlarsa onu da bırakmalı; doğadan görüntüler (manzara), ölüdoğa`lar (natürmort), insan resimleri (figür, portre) yapmalıdırlar. Bu resimleri de kimilerinin yaptığı gibi doğadan not alıp evde ezbere boyayarak değil, doğa karşısında çizip, boyayıp tamamlayarak yapmalıdırlar.``


``"Bir amatör bu doğa çalışmalarını yapıp iyi sonuç almadan soyut resme geçmemelidir."``


Çeşitli yazı ve konferanslarında Türk resm sanatını, özellikle çağdaş Türk resimini şöyle değerlendirmiştir:

``"Cumhuriyet ile başlayan yeni Türk Resmi, önceleri bürokratların ve ülkemize getirilen yabancı sanat uzmanlarının vesayeti ve denetimi altındaydı. Bu yabancılar, İkinci Paylaşım Savaşı dolayısıyla ülkemizi terk edince, onların bıraktıkları boşluğu bizim yerli ressamlar doldurdular. Bu ressamlar birdenbire hem ressam, hem öğretmen, hem sanat eleştiricisi, hem de danışman oluverdiler.``


``"Bu dönemde hem Türk Resmi geri bırakılmış hem de ödül ve satış işlerinde (Devlet Sergileri) birçok yüz kızartıcı işler yapılmıştır.``


``"Resim Ağalığı deyimi bu dönemin getirdiği bir deyimdir."``


İsmail Altınok TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası) Devrimci Eğitim Şurası`nda bir bildiri sunmuştur. Bu bildiride, kendi ifadesiyle, şu konulara değinmektedir:

``"Bu bildiri ile 14. yüzyılda İtalya`da başlayan Rönesans hareketlerinin nasıl geliştiğini, yetişen büyük ressamların katkılarını, Rönesans`ın kuzey ülkelerinde hangi sanatçıları yetiştirdiğini, İspanya, İngiltere ve Fransa`da yaşanan sanat olaylarını anlatıyorum. Bu natüralist sanatın son halkası olan İzlenimciliğin 20. yüzyılın başlarında, Kübizm, Soyut Sanat, Sürrealizm, Dadaizm, Op-Art, Pop-Art gibi yeni akımlarla nasıl ortadan kaldırıldığını açıklıyorum. Bu başarının kahramanlarını, sanatlarını, düşüncelerini belirtiyorum. Öte yandan, günümüzde hızla ilerleyen teknolojinin insanlara yeni bir yaşam üslubu sağladığını, bunun ressam, mimar, düşünür, işçi, işveren, teknisyen işbirliğiyle yaratıldığını ve yeni bir hümanizm yolunun yaratılmasına girildiğini söylüyorum. Ama natüralist sanatın da yapıldığını belirtiyorum."``


Sanatı Üzerine Görüşler

İsmail Altınok, çalışmalarını sergilediği sergilerde çeşitli eleştiriler almıştır. Ressam ve sanat eleştirmenlerinin İsmail Altınok`un sanatı üzerine görüşlerinden bir kısmı aşağıda verilmektedir.

Adnan Turani (ressam) Halkbank tarafından hazırlanan katalogda şunları söyler:

``"İsmail Altınok`u 1959-60 yıllarında tanıdım. 1948-49 yıllarında seyretmiştim. O zamanlar bir Viyyar-Bonnard etkisinde bazı resimlerini seyretmiştim.``


``"Sonra bazı yazılarda kendisinin Burdur peyzajları yaptığını duydum. Bunlardan bir-iki tanesini de gördüm. Gerçekten bu resimler ustanın, ustaca fırça kullandığı ve renklerde de bir temizliğe vardığı resimlerdi.``


``"O zamanlar soyut çalışmıyordu. Sanıyorum 1965`lerden sonra, İsmail Altınok bir soyut merakına düştü. Daha doğrusu çevre onu o noktaya doğru götürdü.``


``"Sanıyorum bu değişiklikten sonra İsmail Altınok`la benim arkadaşlığım başladı. Dostluğum başladı.``


``"İsmail Altınok`un bu büyük değişimi, bu dönemlerdeki dünyadaki tüm soyut yaygınlığına paralel bir çalışmaydı.``


``"Birçok resmini gördüm. Benim kanaatime göre son resimlerinde boyanın tadını, renklerin tazeliğini daha bir rahatlıkla kullandığı kanısı bende vardır. Demek ki İsmail Altınok, bu boya tazeliği arayışında kendini daha bir tatmin edilmiş buluyor. İsmail Altınok`un Türk resmindeki yerini saptamak gerekirse, onun, bu peyzajları, bu taze boyanmış peyzajları (Burdur peyzajları), sanıyorum, ondan en güzel örnekler.``


``"... ama bir insan olarak ve bir sanatçı olarak Türk resminde kendini yoğun şekilde resme veren önemli sanatçılardan birisidir. İsmail Altınok, kendini tamamen resme vermiş, yani hayatı böyle geçen insanlardan biri. Ayrıca okuyan, yazan, mücadele eden bir tarafı da vardır ve bu tarafıyla kendini kabul ettirmiş insandır."``


Kaya Özsezgin (sanat eleştirmeni), Emlak Bankası tarafından hazırlanan katalogda şunları söyler:

``"Bir kahvehane atmosferi içinde, soba başında ısınan ve sohbet eden Anadolu insanlarının, 1940 dönemi resmine özgü istif ve kompozisyon beğenisiyle yansıttığı bu yapıt ve onun hemen arkasından gelen Burdur peyzajları Altınok`un sanat kariyerindeki ilk çıkışları.``


``"Özellikle Burdur peyzajları dikkat çekmiştir.``


``"Elindeki fırçanın serbest tuşlarıyla biçimlendirdiği görünümleri, kendi koşulları içinde yoğunlaşan resimsel (görsel) bir olguyla bütünleştirir.``


``"Ancak bu resimler, daha yeterince doygunluk düzeyine ulaşmadan, İsmail Altınok`un kesin bir dönüşüm yaparak, onların tam karşıtı olan geometrik-soyut bir çizgiyi benimser göründüğü 1970`li yıllara geliyoruz.``


``"Altınok, bu dönem yazılarında da savunduğu bir görüş çerçevesinde Türk resminin yeni akım ve eğilimlerle bütünleşmekte geç kaldığı inancındadır. Bunun sorumlusu olduğunu öne sürdüğü sanatçıları suçlayıcı bir dil kullanarak sorumlu tutar. ``


``"Serginin uyandırdığı ilk izlenim İsmail Altınok`un yine manzara ağırlıklı ve izlenimsel nitelikli bir resme sahip çıktığı yönündedir. Ancak bu kez, Burdur peyzajları dönemine göre, fırçanın daha araştırıcı bir görüş doğrultusunda kullanıldığına tanık olmaktayız."``


Kıymet Giray (sanat eleştirmeni), İş Bankası tarafından hazırlanan katalogda şunları söyler:

``"İsmail Altınok adı resim çevrelerinde Burdur resmiyle özdeş bir anlam taşır.``


``"Büyük boşluklar oluşturan beyaz yüzeylerin içinde varlığı duyumsanan kent, lekenin, renk lekelerinin tadıyla resimlenir bu manzaralarda. Altınok, çok geniş bir perspektiften bakmaktadır Burdur`a. Dağların eteklerine yaslanan kent, kiremitler ve yer yer yeşil lekelerle kurgulanan bir görünümün yalın, duru, içten öznelliğiyle yakalanmaktadır Altınok`un paletine.``


``"Burdur resimlerinin ikinci grubunu figüratif anlatımlar oluşturur. Bu grup aile resimleridir.``


``"Altınok`un sanat anlayışının bu yumuşak değişiminin arasında, keskin bir çizgi, radikal bir değişim olarak soyut resimlere yöneldiği dönem yer alacaktır. İşte bu aşamada Altınok, Op-Art çözümlemelerini sanat anlayışına katmaya başlar.``


``"... görsel yanılsamalar kadar ışık ve hareket yoluyla yakalanan yanılsamalar da tuval yüzeyinde renklerin ve hareketin yeni kullanım biçimini yansıtırlar.``


``"... resimlerin çizgi ve geometrinin yarattığı görsel yanılsamaları uyaran resimlerinden ressamlarımız ne kadar haberdarlardı? Çok açık değil.``


``"Bu alt bilgi üzerine Op-Art resimleri üretmek, Altınok`un sanatına getirdiği radikal bir değişim olmaktan öte anlam taşır.``


``"Resim sanatımızda soyut uygulamaların ağırlıklı olarak bütün sanatçılarımızı egemenliğine aldığı 1960`lı yıllarda İsmail Altınok Op-Art örnekleriyle farklı yorumlar yakalamaya çalışacaktır."``


Otobiyografisi

"Geleceğin Ormanında
Geceleyin hiç
Kendi ayaklarını dahi
Göremediğin ormandan
Geçmedin mi?
Ama bildiğin bir şey
Yendi korkunu;
Yol sürükler seni.



Hangi hedefe ulaştığını
Bilememenin
Acısı ve sıkıntısı
Hiç sarmadı mı seni?
Ama bildiğin bir şey
Bastırdı korkunu;
Yol sürükler seni."



``"Yalancı bilginler, çok şey bilmekle şişinirler, buna karşılık günlük yaşayışlarında dar kafalı, aşağılık ve kötüdürler. Alçaklığın nice çeşitleri vardır ki çoğu zaman gözümüzden kaçar."``


``"Dünyada hiçbir şey geri gelmez; işlediğimiz yanlışlardan sonra."``


İsmail Altınok`un özel not defteri bu şiirle ve bu sözlerle başlar. Sanatçının kendi ifadesi ile biyografisi ise şöyledir:

``"1920 yılında Burdur`da doğdum. İlk ve ortaokulu Burdur`da tamamladım. 1935 yılında öğretmen okuluna gittim. Bir yıl İzmir Öğretmen Okulu`nda, iki yıl Balıkesir Öğretmen Okulu`nda okudum. Öğretmen çıktıktan sonra Burdur`un Çavdır, Karamanlı köylerinde ilkokul öğretmenliği yaptım. Sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü`ne girdim. 1943 yılında bu bölümü bitirerek resim-iş öğretmeni oldum. Mezun olduktan sonra askere gittim. 1946eski yılında terhis olarak Eskişehir Lisesi`ne resim öğretmeni olarak atandım.``


``"1950 yılında Ankara Atatürk Lisesi resim öğretmenliğine nakledildim. Ankara`da Namık Kemal Ortaokulu ve Ankara Koleji1`nde çalıştım. 1961-1963 yıllarında Kıbrıs Limasol 19 Mayıs Lisesi`nde öğretmenlik yaptım. 1973 yılında emekli oldum.``


``"Gazi Eğitim Enstitüsü`nde Malik Aksel ve Refik Epikman`ın, İzmir Öğretmen Okulu`nda da Abidin Elderoğlu`nun öğrencisi oldum. 1942 yılının yaz aylarında Burdur`da tanıştığım ressam Cemal Tollu ile askerlik yıllarımda İstanbul`da dostluğumu geliştirdim. Ankara`da ressam Eşref Üren ve Cemal Bingöl ile dostluklar kurdum.``


``"1955 yılında bir grupla Fransa`ya gittim. Bir ay Paris`te incelemelerde bulundum. 1959 yılında İtalyan hükümetinin bursunu alarak dört ay Roma`da kaldım.``


``"1943 yılından beri Devlet Resim Sergilerine katılırım. 1943 yılında Ankara Halkevi`nin açtığı Resim ve Fotoğraf Sergisi`nde ikincilik ödülü aldım. 1954 yılında Devlet Sergisi`ndeki ödül usulü kaldırıldığı için "Burdur Dağları" adlı resmim Bakanlığın hazırladığı Sanat Takvimi`ne basıldı ve devletçe satın alındı. 1959 yılında açılan Devlet Resim Sergisi`nde "Dağdaki Evler" adlı resmim ikincilik ödülü, 1975 yılındaki Devlet Sergisi`nde de "Soyut Kompozisyon" adlı resmim başarı ödülü aldı.``


``"Yirminin üzerinde kişisel sergi açtım ve birçok karma sergiye katıldım. Bir trafık kazası sonucu yitirdiğimiz eski Belediye Başkanı adımı Burdur`da bir sokağa verdi.``


``"Kitaplarım: Bugünkü Türk Resmi (1971), Yeni Resim-İş Dersleri (1975), Bir Ressamın Notları (1980)."``


Aldığı Ödüller

  • 1943 yılında, Ankara Halkevi`nin açtığı sergide ikincilik ödülü aldı.
  • 1954`te Devlet Resim Sergisi`ne katılan "Burdur Dağları" adlı resmi Sanat Takvimi`ne basıldı ve devletçe satın alındı.
  • 1959 yılında açılan Devlet Resim Sergisi`nde "Dağdaki Evler" adlı resmi ikincilik ödülü kazandı.


Kitapları

  • Bugünkü Türk Resmi (1971)
  • Yeni Resim - İş Dersleri (1975)
  • Bir Ressamın Notları (1980)


Kişisel Sergileri



Kaynakça

  • "İsmail Atınok, Ressam - Sanat Emekçisi - Öğretmen", Dr. Mehmet Altınok.


İlgili konular

1920 1935 1942 1943 1946 1947 1948 1950 1951 1953

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

İsmail Altınok Resimleri

Çallı Kuşağı
3 yıl önce

kazanarak Paris'e gönderilen, İbrahim Çallı ve kendi olanakları ile giden Namık İsmail, Hüseyin Avni Lifij, Nazmi Ziya Güran gibi ressamlar I. Dünya Savaşı'nın...

Mehmet Ruhi Arel
3 yıl önce

açılan resim atölyesine Sami Yetik, Ali Cemal Ben'im, Ali Sami Boyar, Namık İsmail, Hikmet Cevat ve İbrahim Çallı ile birlikte o da devam etmiş, savaşın etkilerini...

Mehmet Ruhi Arel, 14 Ekim, 1880, 1900, 1909, 1914, 1931, Akademi, Avrupa, Birinci Dünya Savaşı, Enver Paşa
Güldür Güldür
3 yıl önce

- Burcu Yerler (1-13/20-186/209-) İrem Kahyaoğlu - Leman (209-) Giray Altınok - Feridun (226-) Murat Akkoyunlu - Cemil (241-) Özgün Aydın - Mustafa (3-229/249-)...

Sabiha Bengütaş
3 yıl önce

yaşamı boyunca Atatürk, İsmet İnönü, Abdülhak Hâmid, Ahmet Hâşim, Namık İsmail, Bedia Muvahhit gibi birçok tanınmış kişinin heykel ve büstünü yapmıştır...

Ümran Baradan
7 yıl önce

Mart 2011, İzmir, Türkiye), Türk seramik sanatçısı, ressam. Dedesi şair İsmail Hakkı Baradan, babası Klasik Türk müziği sanatçısı Ulvi Baradan'dır. Girit...

Hale Asaf
3 yıl önce

aldı, İtalyanca öğrendi. 1920'de Paris'e, Montparnasse'a gitti. Namık İsmail'in öğrencisi oldu. 1921 yılında sanat eğitimi almak üzere ailesi onu Berlin’e...

Sami Yetik
3 yıl önce

gönderilen İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Nazmi Ziya Güran, Namık İsmail ve Hüseyin Avni Lifij gibi yurda dönüşlerinde Türk resminde ekol (Empresyonizm)...

Öteki-siz
7 yıl önce

Babacanoğlu, Emel Güz, Emrah Altınok, Halide Yıldırım, Hamdi Özyurt, H. İhsan Sönmez, Hilmi Haşal, Hüseyin Köse, İbrahim Baştuğ, İsmail Cem Doğru, Kemal Gündüzalp...

í–teki-siz, 1980, 2001, Alkol, Ayten Mutlu, Dergi, Edebiyat, El yazısı, Kent, Pornografi, Salih Aydemir