Karadeniz havzasında kuzey ve kuzeydoğu merkezli bir Türk devleti (imparatorluğu) kuran Hazarlar`da "Gök Tanrı" inancının yanı sıra Müslümanlık, İsevilik ve Musevilik de vardır. Karay Türkleri Musevi hazarların günümüze gelen hatıralarıdır. Hazar Türklerinin başkenti, bugün Dağıstan Cumhuriyeti`nin, başkenti Mahaçkala`ya 5 km. mesafede idi. Kırım`daki Karay Türkleri kimliklerini muhafaza ederken Dağıstan Karayları Yahudiler arasında erimişlerdir. Dağıstan`daki inanç katmanlaşmasının irdelenmesinde "Karaizm" özel önem taşır.
Kırım`da yaşamakta olan Musevi inançlı Karay Türkleri ile ilgili bilgileri 28 Şubat ile 10 Mart 1998 tarihleri arasında ziyaretinde bulunduğum saygı değer dostum Yuri Aleksandroviç`den ve O`nun benden esirgemediği çantalar dolusu dokümandan çıkardım. Kendisini saygı ile anıyorum. Bu malzemeyi ilgileri ile birlikte değerlendirmeye çalışacağız. Bunları seyahat münasebeti ile hazırladığımız, "Giraylar`dan Cemiloğlu`larına Günümüz Kırım`ı ve Kırım Tatar Türkleri Halk İnançları" isimli yazımızda ismen de olsa tanıtmaya çalıştık. Bu yazıda Yuri Aleksandroviç`e sorduğumuz soruların cevaplarına ve Y. Aleksandroviç`in yardımı ile gidip görme imkanı bulduğumuz "Çift Kale" ile "Balta Tiğmez" Karay mezarlığının tanıtımına yer verdik. Y. Aleksandroviç`e; ve çeviride yardımcı olan arkadaşım Metin Ataman`a şükranlarımı sunuyorum. Karay konusunu kendisinden Hazarlar konulu çalışmaları münasebetiyle ilk öğrendiğim Prof. Dr. M.A. Kaşgırlı, Teoloji master yönetmenim konunun uzmanı Prof. Dr. Ş. Kuzgun, "Kuzey Azerbaycan ve Doğu Anadolu ve Kuzey Irak`da Eski Türk Dini İzleri, Dini Folklorik Tabakalaşma" isimli çalışmam münasebeti ile ilgili yardımlarını da esirgemeyen Prof. Dr. A. Küçük hocalarımı da saygıyla anıyorum.
Karay Türkleri, Kırım halkının kan, dil ve adetleri itibariyle özünü teşkil ettiklerinin ve kendi etnik bireyselliklerini gerçekleştirdiklerinin bilincindedirler. Karay Türkleri, diğer Türk halkları ile kan ve kültür bağı olduğunun da şuurundadır. Karay`lar dinlerinin kendilerine mahsus ve saygın olduğu haklılığını da taşırlar. Kırım`ı anavatan bilir, birlikte yaşadıkları halklara saygı duyar ve onlardan doğan olarak hakları olan saygıyı beklerler. Adlandırılışlarını açıklarlarken tekil olarak Karai, Kerai ve çoğul olarak da Karailer ve Karaite olarak bilindiklerini söylerler. Doğru ismin Kırım Karay Türkleri, Kırım Karayları ve Karaylar olduğunu açıklarlar.
Karayların yaşamakta oldukları topraklarında nüfus dağılımlarına gelince, şimdi Ukrayna`nın elinde bulunan Kırım`da 1246 yılından beri etnik bir gurup olarak yaşamaktadırlar. Ayrıca Prens Danila Galitski`nin daveti üzerine batı Ukrayna`nın Galiçiya bölgesine ve 14. yüzyıldan itibaren de Prens Vitovt ile birlikte geldikleri Litvanya`da yaşarlar. Kırım dışındaki Karay Türklerinin halen büyük çoğunluğu Ukrayna`da yaşamakta olup buradaki miktarları yaklaşık olarak 300 kişi civarındadır. Kırım`daki 800 Karay`la birlikte toplam nüfusları 1.100 civarındadır. 1914 yılı itibariyle bölgedeki Karay nüfusu 12.000 civarında idi. Normal şartlarda nüfus artışı esas alındığında yörede bugün 120.000 Karay Türkünün olması gerekirdi.
Karay Türkleri ayrıca; Rusya, Litvanya, Polonya ve Fransa`da da yaşamaktadırlar. Günümüz itibariyle Dünya Karaylarının bütün nüfusu 2.400 civarındadır. Karay nüfusunun süratle azalışının sebepleri arasında, açlık, savaşlar ve korumasız halk oluşlarının yanısıra, asıl amil Sovyetler Birliği döneminde uygulanılan ruslaştırma politikasıdır. Sovyetlerin milliyetler politikası Karay Türklerini bitirmiştir. 1. Cihan Savaşı`nda Sovyetler adına harbe katılan 700 Karay Türkü`nün 500`ü subaydı. Bunların büyük çoğunluğu savaşlarda öldü, ailesine dönebilen pek az Karay vardı. Karay Türkleri ortadan kalkmak üzeredir.
Kırım Karaylarının ibadet ve hac yerleri Bahçesaray yakınlarındaki Balta Tiğmez-Balta Dokunmaz Kabristan`ı, Kırk-yer (Dzhuft-Kale/Chuft-Kale) Kangup-Kale`deki Kadim mezarlık, Eupatoria`daki mabet ve Kenasalar kompleksi, iki boynuzlu mızrak ve kalkan sembol ve damgalarıdır.
Karayların kökleri Alta ailesinin Türk gurubuna aittir. Etnik grup olarak şekillenmeleri Kırım`da olmuştur. Kadim Karayların bir kolu uzantı olarak Hun Türkleri ve Hazar Türkleri kabileleri arasında yer almıştır. Kırım`da Sarmato-Alanlar ve Kısmen Gotlarda asimile olmuştur. Karay Türk boyları arasında; Kırklar, Uzunlar, Naymanlar, Kara`lar, Sarı`lar ve daha sonraları ise, diğer Türk etnoslarıyla müşterek kökleri bulunduklarına dair; V. Alekseev, V. Grigorev, N. Baskolov, K. Dzhinni, M. Morelouski, B. Adler`in yapmış oldukları akademik çalışmaların mevcudiyeti bilinmektedir.
Karay Türklerinin dili; Kırım-Tatar, Kumuk, Karaçay Türkçelerine benzer şekilde Türk dillerinin Kıpçak gurubuna aittir. Karay Türkçesinin lehçeleri; Kırım Tatar Türkçesi içinde erimiştir. Trakay ve Galitski-Lutski Lehçeleri Polovetski diline benzer). Karay Türkçesi vasıtasıyla bazı Hazar kelimelerinin deşifre edilmeleri sağlanmıştır.
Karay Türkleri Hazar Türk kültürünün ve kadim Türk geleneklerinin halefi oldukları gerçeğinin şuurundadırlar. Karaylar geçmişte hayvan yetiştiriciliği ve bahçe ziraatı yapmış, ticaretle meşgul olmuş aynı zamanda asker bir toplumdurlar. Karay Türklerinin hayat biçimleri birlikte yaşadıkları Tatar Türkleri, Kırımçak Türkleri, Yunanlılar ve Ermenilerden karşılıklı etkilenmişti. Cemaatler toplu komşuluk ilişkilerinde kültürel tesirler yaşamıştır. Şimdiye kadar Karay Türklerinin Akmescit`de yapmış olduğu kütüphaneler, çocuk eğitim ve kültür merkezleri şehrin bütün halkına hizmet vermiştir. Karay inançları kutsal armağanı olan dini ritüellerinin korunmaları, Karay milli mutfağının muhafaza ve yaşatılmaları Karay Türklerinin bizi Hazar Türkleri dönemine götüren kültürel değer ölçüleridirler. Bunlar Türklüğün çağlar itibariyle devamlılık arzeden maddi ve manevi hazineleridir. Geçmişimiz ile geleceğimiz arasında köprü oluştururlar.
Karaylarda din yani Karaizm, Kitab-ı Mukaddes`in Eski Ahid doktrini temelindedir. Bu nedenle bağımsız incelenmesi zarureti vardır. Karaylar "10 Emir"i hassas bir şekilde izler. Hz. İsa Mesih`e ve Hz. Muhammed`e peygamber olarak saygılı davranır. Karaylar, geleneksel ikamet yerlerinde Müslüman ve Hıristiyan cemaatlerinin devlet otoritelerinin imkanlarından yararlanmışlardır.
Kırım Hanları, Galiçya, Avusturya-Macaristan, Litvanya, Polonya ve Rusya Karaizm dini doktrininin bağımsızlığını tanımışlardır. Çarlık Rusya döneminin Rus İmparatorluk kanunları, Karaylar`ın dini olan Karaizm`in "Yahudilerin dininden farklıdır. Bu din Rus resmi yönetimince tanınmıştır" Karay pasaportlarının din sütununa "Karay Dininden" ibaresi konuldu. Karaylar tercihlerine göre şahıs ismi olarak bu arada isterlerse Hıristiyan ismi de kullanabiliyorlardı. Karay Dini Yönetimi, Karaizm inançlı cemaati "laik lider" zihniyeti ile yönetti. Yalhan (Büyük Han)`da Ortodoks kilisesi hiyerarşi`sinin belirgin emareleri bulunmaktadır. Metropolin Serafim`e göre; "Karaitik dini doktrin, Rusya Ortadoks kilisesinin kabul ettiği şekliyle, tümüyle tecrit edilmiş bir din olarak mütalaa edilmektedir..."
Rus hükümeti Karaizm`in tam anlamıyla din olarak korunmasını onaylamış ve Karay Türklerine bütün haklarını hiçbir sınırlandırma olmaksızın vermiştir. Proto-hiyerar Simeon Starikov`un konuyla ilgili ifadesi şöyledir. "Onlar İsa Mesih`i bir peygamber olarak tanıdılar, Muhammed`i de aynı düzeyde peygamber olarak bildiler... Camide olduğu gibi Kenasa`nın yanında da bir çeşme inşaa edilmiştir. Kenasa`nın girişinde Muhammedanlar gibi ayakkabılarını çıkarırlar. Bu doktrin, ilk hıristiyan doktrine bir ölçüde yakındır."
Karay mabedi olan Kenasaların yönü güney-doğuya doğrudur. Yani Karaizm`de de kıblenin yönü güney doğu olup burada bir sunak vardır. Mezarların defin cihetleri kuzey güney istikametindedir. XIX. yüzyıl boyunca ve XX. yüzyılın başlarında Kırım, dünya Karaizm merkezi idi. 1917 Komünist devrimden önce burada 11 mabet ve dini tesis bulunmaktaydı. Sovyet Rusya döneminde Karay dini yapıları imha edildiler. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra şimdilerde canlandırılmaya başlanılmıştır. Faal Kenasalar, Karay aleminde sadece Litvanya`da kaldılar. Rusya ve Ukrayna Kazaklarından küçük guruplar, Mısır, İsrail ve ABD`ne yerleşmiş bir kısım Araplar, Türkiye`ye göç etmiş bazı Yunanlılar Karaizm inancına bağlıdırlar. Diğer etnosları temsil eden halklar Karaizm inancı ile uyum içinde değillerdir. Karaizm`e inanan Karay Türkleri Alemlerin Rabbı`nı kadim Türk Ruhaniyetinin tanımı ile "Tengri" olarak adlandırırlar, nadiren de "Alla" adını kullanırlar. Eski Türk inanç sisteminin kutsal emanetleri inanç muhtevalı kutsal emanetlerini muhafaza ederler. Kırım Karayları Kırım`ın dışında yaşamak zorunda kalınca Fransa`da kısmen hıristiyanlaşmış ve Türkiye`de İslamiyete girmişlerdir. Ancak etnik kimliklerini büyük ölçüde muhafaza etmişlerdir.
Karaylar, tarihi ikamet yerlerinde muhtelif devlet sistemleri altında bazı imtiyazlardan yararlanmışlardır. Kırım Hanlığı devleti yönetimi döneminde Kalenin savunması için askeri aristokrasi içerisinde yer almışlardır. Komutan olabilmiş ve yüksek mevkilerde bulunmuşlardır. Litvanya`da Prens`in Saray Muhafızlığını üstlenmişlerdir. Hıristiyan halkın dışında Magdeburg haklarını alan tek gurup Karaylardı. Bu hakların kapsamında kendini yönetmek ve bazı ayrıcalıklı imtiyazlara sahip olmak gibi hususlar da vardı. Keza Rusya İmparatorluğu`nda Çarlar`ın kişisel korumalarından yararlandılar, yüksek mevkilere gelebildiler. Bütün bunlar Karay Türklerinin yetenekli olmalarının bir sonucu idi.
XI. yüzyılda Hazar Türkleri Kırım`da bütün güçlerini kaybetmelerinden sonra Karay Türkleri Bahçesaray yakınlarındaki Kırk Yer Kasaba Kalesi merkezli küçük bir prenslik olarak varlıklarını muhafaza ettiler. Bu Karay yönetiminde Prens ve dini lider seçimle iktidara geliyordu. Karaylar Kırım Han Devleti yönetimi döneminde yani Kırım Hanlıkları zamanında Han`a itaat ettiler, ancak kendi yerel hükümetlerini korudular ve siyasi bir birim olarak da tanındılar. Rus İmparatorluğu`nda XIX. yüzyılda Karaylar eşit haklara sahip vatandaşlardı. Dini ve dünyevi lider (Gaktah) tarafından iç işlerinde bağımsız olarak yönetildikleri bir idare biçimine sahiptiler, 1800 yılından 1914 yılına kadar Karayların nüfusu iki misline katlandı.
Sovyet Rusya Devleti`nde 1920`den sonra Karay Toplumunun idari ve dini yapısı Komünist Rus yönetimince imha edildi. Kırım Karay Türklerinin nüfusları 10`da birine düşürüldü. Sovyetler Birliği`nin dağılmasından sonra Karay Türkleri için yeniden toparlanma ümidi doğmuştur. Ancak nüfus ve sosyo-ekonomik durum felakettir.
Musevi inançlı Karay Türklerini tanımayan yazarlar ile Karay Türklerine dair siyasi çıkar maksatlı yazılar yazabilen bazı yazarlar Kırım Karaylarını etnos ve dine ekleme girişimlerinde bulunmuşlardır. Kırım Karaizm inançlı Türkleri, inancı Musevi olan başka toplumlarla amaçlı olarak karıştırmışlardır. Bu, tarihin tahrifi ve Karay Türklerinin ulusal duygularını rencide etme olayıdır. Bu tür tutumlar ulusal ve dini anlaşmazlıklara zemin hazırlamıştır. Bazı sözde araştırmacıların bu türden yazılarına rağmen, Kırım Karay Türkleri, 2. Dünya Savaşı esnasında faşistlerle işbirliği yapmamıştırlar. İşgal kuvvetlerinin baskılarına rağmen ulusal bir komite oluşturmamışlardır. İddia edildiği gibi ulusal ayrıcalık mahiyetli faaliyetleri nedeniyle faşisttler tarafından imha edilmemişlerdir. 1944 yılında resmi bir karar olmaksızın Urallar`a ve Kazakistan`a gönderilmişlerdir. Yani Karay Türklerini imhaya yönelik Kararın sahibi SSCB idi.
Karay Türkleri S. Duvan, Akmescit Belediye Başkanı; S. Dudnik (mıcri), sanatçı; I. Kasas, fikir adamı; J. Karaimovriç, komutan; S. Kırım, devlet adamı; Tavrishecki, üniversite kurucusu; S. Maikapar, besteci; R. Malinovski, Maraşal Patak, zirai kimyacı; Han Shapshal, şarkıyatçı; S. Yurtkevixh, sinema yönetmeni gibi aydınlar yetiştirmişlerdir.
Karay Kültürünün yazılı kaynak eserleri; Karay Ulusal Ansiklopedisi 1. cilt (Moskova, 1995), II. cilt (Paris 1996); A. Polkanov, Kırım Karayları (Karaylar-Kırım`ın Küçük Yerli Halkı, Paris, 1995); Rus Tebalarının Hakları ve Durumu Hakkında Rus İmparatorluğu`nun Eski Sözleşmeleri ve Kanunları, Karaylar (Petesburg, 1980).
Karay Türkleri Kırım`da yasakları dönemi kalkmaya başlayınca tekrar örgütlenmeye başlamışlardır. Kırım Karaylar Derneği 1989 tarihinde kurulmuştur. Bu dernek Kırım`ın Akmescit, Eupatoria, Feodosiya, Bahçesaray ve benzeri yerlerindeki Karayim cemaatlara hizmet vermektedir. İdari ve fikri yönetimini Ukrayna, Rusya, Litvanya, Polonya, Fransa, Kazakistan Karay uzmanları ile işbirliği yaparak yürütür. Yaşlılar Konseyi diye bir organı vardır. Tüm Ukraynayı kapsayan örgütlenme henüz kuruluş dönemindedir. Derneğin kuruluş amacı, Karay halkını ve ulusal değerlerini korumak, dini kutsiyeti kurtarmak, Karay kimlik bilincini yükseltmek, din ve kültürün canlanmasını sağlamak, yaşlı ve yoksullara yardım etmek diğer halklarla kültürel değişim, bilimsel araştırma yapmak, edebi yayınların basılmalarını sağlamaktır.
Karay Türklerinin çok hayati problemleri vardır. Azalan nüfus, dil, kültür, ulusal kutsallar, karmaşık sosyo-ekonomik durum yığınla problemi doğurmuştur. Bu noktada problemleri çözüme götürecek projeler gerekmektedir. Öncelikli problemler; Karayların Kırım`da yönetime katkılarının sağlanılması, Karay varlığının yasal temelinin oluşturulması, Karay ulusal kutsiyetlerine uygun statülerin verilmesi Karayların dini ve kültürel binalarının geri verilmesi, Karay Sosyo-kültürel programlarının gerçekleştirilmesi imkanlarının verilmesi; Karay milli kütüphanesi, etnoğrafya ve açıkhava müzelerinin kurulması, diğer ülkelerdeki Karay Türkleri ile ilişkilerinin sağlanılması göç ettirilen Karayların geri dönmesinin sağlanılması, Karay maddi kültür envanterlerinin sağlanılması, Karay Türk sanatının canlandırılması, folklor ve edebi ürünlerin toplanması, hazırlanması ve yayımı gibi hususlardır. Ukraynanın küçük bir halkı oldukları kabul edilen Karayların hiçbir yasal güvenceleri yoktur.
Karay Türklüğü yok olma noktasındadır. Ukrayna müzahir olmak istemekle beraber, Ukrayna`nın zor olan ekonomik şartları şimdilik karar almalarına fırsat vermemiştir.
Kırım Karaylarının iki sözü ile yazımızı bitiriyoruz; "Kusme Bolsa" "Eğer bu kaderiyle" (Kaderlerinde var ise kısmet olur). Yararlandığımız İngilizce metinde "Dünyanın etnografik haritası fakirleşmeyecektir" deniyor. Biz de "Türklüğün bir kalesi daha düşmeyecektir" diyoruz ve milletçe Karay Türkleri için gayrete davet ediyorum.