Etimoloji
Karaim kelimesinin kökeni hakkında pek çok görüş ortaya atılmıştır. "Kara" kökenin Arapça okumak, kıraat etmek anlamına gelen ve Kur'an ile aynı kök olan "Karae"den geldiği ve aynı şekilde Arapça ile aynı dil ailesinden olan İbranice'deki yine okumak anlamına gelen "Karai"den geldiği ve sadece Eski Ahidi otorite kabul ettiklerini ve genel yahudi kitlenin benimsedikleri diğer Tevrat yorumlarını gözönüne almadıklarını ima eden bir ifade olduğu da söylenmiştir.Bir diğer görüşe göre X. yüzyılda Bizans'tan sürgün olarak Hazar ülkesine sürgüne giden ve Museviliğin Karai mezhebine bağlı olan insanlar, Hazar Devleti sınırları içinde kalan Kırım topraklarına yerleştirildiler. Hazar hakanının Musevi inancını kabul etmesiyle, Karai mezhebi, Kırım'da yaşayan Türkler arasında da yayılmaya başladı. Bu inancı kabul eden Türk toplulukları, ilerleyen yıllarda 'Karaim' adıyla anılmaya başlandılar.
Din
Karay ların musevi olduğu söylenir ama değiller dir bilinen musevi karay sayısı 9,000 dir Bunları hepsinin han soyundan geldiği bilinmektedir . Göçebe bir haham tarafından musevi yapılan han ailesi zamanla çoğalmıştır cengizhanın dünya üzerinde 1.000.000 akrabası olduğu düşünülürse . Bu mantıklı bir açıklamadır . Han ailesi musevi olmasına ramen halk şaman hristiyan ve islam inancını tercih etmiştir.Geçmişleri
Kökenlerinin Türkler'in Kıpçak boyuna dayandığı düşünülen Karaylar'ın bugün en kalabalık yaşadıkları ülke olan Litvanya’daki geçmişleri 14. yüzyılın sonlarına dayanır.1397 ile 1398 yıllarında Karadeniz kıyılarına giden Litvanya dükü Vytautas, buradan ülkesine müslüman ve musevi Tatar göçmenlerle döndü. Çoğunluğu müslüman olan bu göçmenlerin arasında bulunan 380 musevi Karay ailesinden 300 kisi Vytautas’in Trakai’deki sarayına yerleştirildi. Litvanya’daki Karaylar’ın sayısı zamanla artarak 5 000 kişiyi buldu.
Bugün Litvanya’da yaşayan Karaylar’ın sayısı yıllar içinde kuşaktan kuşağa azalarak Litvanya’ya gelişlerinin 600. yılının kutlandığı yıl olan 1997’deki sayıma göre 257’ye düşmüştür. Bunlardan 138’i başkent Vilnius’da, 65’i Trakai’de, gerisi de daha az sayılarda ülkenin öteki bölgelerinde yaşarlar.
Karay Dili
Karayların konuştuğu dil Kıpçak Türkçesi grubuna dahildir. Karay kültüründeki Kıpçak Türk karakteri Güney Rusya'da Kıpçak stepleri denilen bölgede yaşayan Karayların atalarının Türkçe konuşan diğer halklarla karışmış olabileceğini akla getirmektedir.Günümüzde küçük bir topluluk olan Karaylar'ın dilini yeryüzünde konuşanlarin sayısının 5000 dolayında olduğu sanılır.
Karay dilinin, Karaçay, Kırım Tatarcası, Nogay gibi öteki Kipçak Türkçe lehçeleri ile birçok ortak özelliği vardir. Bu lehçeleri konuşan topluluklar dil dışında ortak gelenekler, öyküler, masallar, koşuklar, yemek adları gibi özellikleri de paylaşırlar.
Karaylar ibadetlerinde Karay Türkçesi konuşurlar. Karay Türkçesinin Troki (Trakay), Kırım ve Haliç-Lutsk şeklinde üç ağzı bulunmaktadır.
Bugun Litvanya’da Karay dilini günlük konuşmada kullananların sayısı 50’yi geçmez. Bu sayı Ukrayna’da sekizdir. Polonya Karayları iletişim için artık bu dili kullanmasalar da, aralarında zor da olsa bu dili konuşabilenler bulunur. Kırım’da bugün yokolmuş olan Karay dilini, son yıllarda gençler arasında kitaplardan ögrenerek yaşatmaya çalışanlar vardır.
Litvanya’da bugün Karay dili yalnizca pazar günleri okullarda ögretilir ve 1988’de kurulan "Litvanya Karay Kültür Dernegi"nce desteklenir. Ayrıca Karay topluluğu, gençleri ulusal ekinleri ve geçmişleri ile yakınlaştırmak için her yıl gençlik ve kültür bayramı düzenler.
Karay dilinden örnekler:
sav Sağ, iyi sav-uş İyileş(mek), savuş(mak) (TDK sözlüğündeki “Hastalık ya da başka kötü bir durum geçirmek, iyileşmek” anlamında) Sav-uş-tur- Savuştur(mak), Geçiştir(mek), iyileştir(mek) Sav-uş-tur-u- Savuşturu (“savuşturma”nin isim durumu) Sav-uş-tur-uv-ču Savuşturucu, doktor Sav-uş-tur-uv-ču-lar Savuşturucular, doktorlar sav-uş-tur-uv-ču-lar-ım Savuşturucularım, doktorlarım sav-uş-tur-uv-ču-lar-ım-ız Savuşturucularımız, doktorlarımız sav-uş-tur-uv-ču-lar-ım-ız-dan Savuşturucularımızdan, doktorlarımızdan
Türkiye'de Karaylar
Bizans ile Hazar Türkleri arasındaki yakın ilişki sebebiyle Anadolu'da Karaylar uzun bir tarihi dönemden beri yaşamaktadırlar. Bu ilişki Osmanlı döneminde de devam etmiş ve Anadolu'da 80'e yakın Karay cemaati yaşamaya başlamıştır. Fatih'in İstanbul'u fethinden sonra önde gelen Karay cemaatlerinin merkezi İstanbul haline gelmiştir. İstanbul'daki en uzun ömürlü Karay cemaati Hasköy'de yaşamıştır. İstanbul'daki "Karaköy" semtinin adının bile "Karay köy"den geldiği ifade edilmektedir. Eminönü'nde Galata kulesinin yanında Karay mezarlığı bulunmaktadır.Bugün, A.B.D. Avrupa'nın çeşitli ülkeleri, Türkiye, İsrail ve eski Sovyet coğrafyasında olmak üzere bütün dünyada 30.000'in üzerinde Karay yaşamaktadır.
Arthur Koestler, ”Onüçüncü Kabile" kitabında Hitler'in Yahudi katliamında yok ettiği Avrupa yahudilerinin Hazar Türkleri (dolayısıyla da Karay)oldukları iddiası çeşitli çevrelerde benimsenmeye devam etmektedir. Koestler'e göre Hitler bir Yahudi katliamı değil Kafkasya'dan gelen bir ırkı yok etmiştir.