Kornea, ışığın net bir şekilde kırınımı için saydam olmak zorundadır, bu nedenle yapısında kan damarları içermez. Korneanın oksijenlenmesini ve beslenmesini dışta göz yaşı salgısı iç kısımda ise göz içi sıvısı sağlar.
Kornea, yapısında bir çok sinir lifi içerir ve dış etkenlere karşı çok hassastır. Sinir lifleri, göz kırpma refleksi ve destekleyici özellikleri ile korneanın sağlığını korur ve devamını sağlar. Kornea embriyolojik olarak saçlarımız, tırnaklarımız ve derimiz gibi ektoderm kökenlidir, bu nedenle sürekli olarak yenilenir.
Korneanın katmanları
Kornea epiteli
Bu katman korneanın en dış tabakasıdır, beş kat hücreden oluşur, en altta yer alan hücreler ve kornea'yı çevreleyen limbusdaki hücreler çoğalır ve yukarı katlara doğru ilerleyerek yaşlı hücrelerin yerini alırlar, böylece kornea epiteli yaklaşık iki haftada bir yenilenir.Dış sınırlayıcı tabaka (Bowman zarı)
Aslında gerçek anlamda bir zar (membran) değildir, kollajen liflerinin düzensiz olarak sıkışması sonucu meydana gelir. Epitel hücreleri Bowman zarına sıkıca yapışmıştır, korneaya yapısal destek sağlar.Kornea stroması
Kornea kalınlığını oluşturan saydam bir yapıdır, düzenli bir şekilde sıralanmış kollajen liflerinin oluşturduğu 100 kadar tabakadan oluşur, içeriğinde keratosit denilen hücreler seyrek olarak yer alır. Bu tabaka hasar gördüğünde iyileşme genellikle saydamlık kaybına ve/veya kornea eğimi değişikliklerine yol açarak görmeyi olumsuz olarak etkiler.İç sınırlayıcı tabaka (Desme membranı)
Kornea endotel hücrelerinin salgıladığı bir bazal zardır. Hasarlanması veya hastalıkları sonrasında kornea endoteli zarar görerek korneada ödem gelişir.Kornea endoteli
Korneanın en içteki tabakasıdır, altıgen şeklinde, tek katman olarak sıralanmış hücrelerden oluşur. Hücreler birbirlerine sıkı bağlantılar ile yapışmıştır, yarı geçirgen bir zar işlevi görür. Hücrelerin yanal yüzlerinde yer alan pompa enzimleri sayesinde kornea stroması su içeriği sabit tutulur. Endotel ismi aslında bu hücreler için yanlış olarak kullanılmaktadır. Bu hücreler kan veya lenf sıvısı ile değil göz içi sıvısı ile temastadır ve embriyolojik köken olarak da damar endotelinden farklı kökenlidir.Kornea hastalıkları:
Kornea da tüm canlı dokular gibi hastalık yapan nedenlerin tümünden etkilenebilir. Bu hastalıklar, doğumsal veya edinsel olabilir. Korneanın şekli, saydamlığı ve metabolizması doğumsal bazı hastalıklar sonrası bozulabilir, örneğin kornea doğumsal olarak olması gerekenden daha küçük olabilir, bu duruma mikrokornea adı verilir.Korneanın edinsel hastalıklarının önemli bir bölümü değişik mikroorganizmalar tarafından enfekte edilmesi sonrası gelişir, kornea enfeksiyonu, virüsler, bakteriler, mantarlar veya protozoalar tarafından oluşturulabilir, kornea enfeksiyonlarına keratit adı verilir. Kornea otoimmün hastalıklardan etkilenebilir, bu otoimmün hastalıkların bir kısmı yalnızca kornea ve çevre dokularını özel olarak etkilerken, bazı sistemik otoimmün hastalıklar da korneayı tutabilir, örneğin, otoimmün bir hastalık olan romatoid artrit, kuru göz sendromu yaparak kornea sağlığını tehdit edebilir.
Değişik bazı sistemik hastalıklar veya sistemik enfeksiyonlar da korneayı etkileyebilir, söz gelimi sistemik bir hastalık olan diyabet bazal membran kalınlaşması veya sinir hasarı yaparak iyileşmeyen epitel açılmalarına neden olabilir.
Kornea alerjik hastalıklardan da etkilenebilir, örneğin, bir çeşit alerjik konjonktivit olan vernal konjonktivit korneada hasar yaratabilir. Korneaya özgü bazı distrofik hastalıklar da vardır, bunların bir çoğu ailesel geçiş gösterir, keratokonus korneada incelme ve buna bağlı ileri astigmatizma ve görme bozukluğu ile kendini gösteren distrofik bir hastalıktır. Korneada yaşlanmaya ve morötesi (ultraviyole) ışın hasarına bağlı bazı dejeneratif hastalıklar da görülebilir.
Kornea gözün en dış kısmında yer aldığı için sıklıkla travmaya uğrayabilir, bu travmalar mekanik, termal, veya kimyasal olabilir, radyasyon tüm dokuları etkilediği gibi korneayı da etkileyebilir. Kornea travmaları sonrası göz küresinin bütünlüğü bozulabilir, bu acil olarak tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Gözün asit veya alkali kimyasal maddeler ile teması sonrası yapılacak en önemli şey gözün ve çevre dokularının derhal suyla bolca yıkanması ve gerekli donanıma sahip bir tıp merkezine başvurulmasıdır, gözün bazı durumlarda litrelerce suyla yıkanması gerekebilir, göz kapakları çevrilerek arada kalmış kimyasal madde artıkları mutlaka temizlenmelidir.
Kornea cerrahisi
Kornea cerrahisi, korneanın bütünlüğünü, saydamlığını veya optik özelliklerini değiştirmek amacı ile yapılır. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında, kornea nakli, cam gibi sentetik veya, insanlardan ve hayvanlardan alınan dokular gibi organik bir çok değişik maddeyle denense bile başarılı olamamıştır. Ancak artık kornea nakli diğer bir deyişle keratoplasti, 20. yüzyıl son çeyreğindeki cerrahi teknik ve malzeme ile medikal tedavinin gelişimi sonrası başarı şansı yüksek bir transplantasyon cerrahisidir.Miyopi, hipermetropi veya astigmatizma gibi kırıcılık kusurlarının düzeltilmesi için günümüzde yaygın olarak kornea cerrahisi yapılmaktadır. Özel mikrometrik bıçaklarla, kornea kesileri yapılarak, kornea eğiminin değiştirildiği cerrahi radial keratotomi olarak adlandırılır, bu cerrahi teknik eskiden olduğu kadar yaygın değildir. Excimer lazerlerle yapılan cerrahi ise temel olarak fotorefraktif keratektomi (photorefractive keratectomy, PRK) ve lazer eşlikli in situ keratomileusis (Laser Assisted In Situ Keratomileusis, LASIK) olmak üzere ikiye ayrılır.