Müzik

Kısaca: Müzik insan yada çalgı seslerinin, belli bir biçimsel güzellik yada duygusal ifade yaratacak biçimde düzenlenerek biraraya getirilmesini içeren sanat dalı. Bu düzenleme kültürlere göre belirlenmiş ayrı melodi ve ritm (Batı müziğinde armoni) standartlarına uygun olarak gerçekleştirilir. Sözcük kökeni Yunan mitolojisindeki esin perilerine verilen Musa adına dayanır. ...devamı ☟

müzik
Müzik

Müzik

Müziğin Tanımı

Müziğin tanımı tarihsel dönem, bölge, kültür ve kişisel beğenilere bağımlı olarak büyük farklılık gösterir. Özellikle 20. yüzyıl Çağdaş Batı müziğinde ortaya çıkan çok farklı müzik akımları, ortak bir tanımı büyük ölçüde imkansızlaştırmaktadır. Bunun ötesinde, gittikçe daha fazla insanın erişme olanağı bulduğu farklı kültürlere ait yerel müzikler de bu tanımlama zorluğunu arttırmaktadır.

Tüm bu sebeplerden dolayı, müziğin tek bir tanımla açıklanması yerine farklı açılardan (sosyolojik, psikolojik, akustik, politik vb.) yapılan birden fazla tanımla açıklanması yaygınlık kazanmıştır. Bir sosyoloğun müziğe olan yaklaşımıyla, bir akustik fizikçinin yaklaşımı arasında gerek tanım, gerek metodolojik olarak büyük farklılık vardır. Tüm bu yaklaşımlar müzikologlar (Müzikoloji) ve müzik teorisyenleri (Müzik Teorisi) tarafından araştırılır ve değerlendirilir.

Özellikler

Temel olarak dört ana unsurdan oluşur: Diklik, yoğunluk, süre ve tını.

Diklik, bir sesin ne kadar 'tiz' ya da 'pes' olduğunu ifade eder. Örneğin her nota ismi (Do, re, mi...) farklı bir dikliğe sahiptir. Aynı nota isimleri de hangi oktavda bulunduklarına bağlı olarak farklı diklikleri ifade edebilirler. Akustik olarak birimi frekanstır.

Yoğunluk, bir sesin gürlüğünü ifade eder. Müzikte nüans olarak da kullanılır (forte, piano, fortessimo...). Akustik olarak birimi desibeldir.

Süre, bir sesin ne kadar sürdüğünü ifade eder. Müzikte ikinin katları biçiminde ifade edilir (birlik, ikilik, dörtlük, sekizlik...) ancak nota değerlerinin yanlarına konan noktalar sürenin kendi değerinin yarisi kadar daha uzamasini sağlar.

Tını, bir sesin rengini ifade eder. Örneğin aynı oktavda aynı notayi ayni yoğunlukta ve aynı uzunlukta çalan bir kemanla bir flüt arasındaki fark tını farkıdır. Dört özellik içinde en karmaşık olan özellik budur. Akustik olarak tını, sesin doğuşkan (harmonik) yapısına bağlı olarak değişir.

Müziğin Filozofların Düşünceleri Işığında Tarihsel Gelişimi

20 nci yüzyıl başlarında müziğin tanımlayıcı özelliğinin titreşimlerdeki düzenlilik olduğunu, bu özelliğin müziğe kesin bir ses perdesi kazandırarak “gürültüden” ayırt edilmesini sağladığı genel kabul gören bir görüştü. Geleneksel müziğin bu tür bir nitelemeye uymasına karşılık, “gürültü”nün bile kompozisyonda bir müzik öğesi olarak kullanıldığı 20. Yüzyılın ikinci yarısında, bu düşünce geçerliliğini yitirmiştir. Ayrıca ton, müziğin ritim, tını (ses rengi), doku ve orkestra düzenlemesi gibi temel ögelerinden yalnızca biridir. Elektronik aygıtlarda bazı bestecilere, yorumcunun geleneksel rolünü ortadan kaldıran yapıtlar yaratma, insanın üretemediği sesleri doğrudan banda kaydetme gibi olanaklar sağlamıştır.

Doğu kültüründe ve eski Yunanda müzik:

Hint uygarlığı müzikle iç içe gelişmiştir. Veda ilahileri buna örnektir. Yüzyıllar boyunca bu sanat melodi ve ritim açısından karmaşık bir yapı kazandıkça dinsel metnin düzeni yada öykünün ana çizgileri yapıyı belirlemeye başlamıştır. Hint müziğinde Batılı anlamda vokal yada çalgısal bir anlayış yoktur. Dikey akorlu bir armoni anlayışı ise (aynı anda tınlayan seslerin oluşturduğu çokseslilik) Güney Asya müziğinde hiçbir zaman gelişmemiştir. Oktav, Batı müziğindekinden daha çok bölüme ayrılmıştır. Doğu müziğinde melodi de Batıda olduğunda çok daha karmaşıktır ve doğaçlama daha önemli yer tutar.

Çin müziği de geleneksel olarak törenlerde yada bir anlatının destekleyicisi olarak kullanılagelmiştir. Konfüçyüs, düzenli bir ahlak evreninde müziğe önemli bir işlev yüklemiştir. Müzikle devletin biribirinin yankısı olduğuna inanmış, devleti yönetme becerisinin ancak müziği kavrayabilen üstün insanlarda bulunabileceğini ileri sürmüştür.

Eski yunan kültüründe müziğin önemli yer tuttuğu bilinmekle birlikte, yalnızca 11 müzik parçasının notaları günümüze ulaşmıştır ve bunları seslendirmek için de gerekli anahtar elde yoktur. Müzik konusunda kuramsal düşünceler üreten Yunanlıların bir nota sistemleri de vardı. Buna karşılık mousike terimi çok geneldi, Musa’ların koruması altındaki her sanat yada bilim dalı için kullanılıyor, dolayısıyla beden eğitimi dışındaki her şeyi kapsıyordu. Akustiğin temelini kuran Pythagoras’a göre müzik, matematiğin bir parçasıydı. Yunanlıların akustik açısından bir sesin yüksekliği ile telin uzunluğu arasındaki ilişkiyi matematiksel olarak saptamışlardı.

Platon’da Konfüçyüs gibi müziğe ahlakın bir parçası olarak baktı. Müziğin çeşitli zaman ve durumlarda insanlar üzerinde yarattığına inandığı çeşitli etkiler nedeniyle hemen her modun uygun zaman ve durumlarda kullanılması, bazı modların ise zararlı etkilerinden dolayı hiç kullanılmaması gerektiğini öne sürdü. Yalın müziği yeğleyen Platon’a göre de göksel uyum müzikte yankılanır, ritim ile melodi gök cisimlerinin devinimlerini taklit eder, böylece evrenin ahlaksal düzenliliğini yansıtırdı. Dünyevi müzikse kuşkuluydu; bazı modlar tehlikeli duyumsal nitelikler taşıdığından sıkı bir sansür uygulanmalıydı.

Aristoteles, Platon’un dünyevi müziği idealin gölgesi olarak ele alışını ileri götürerek mimesis (taklit etme) ile açıkladı. Bununla birlikte müzik, evreni de dile getirebilirdi. Müziğin insan karakterini biçimlendirebilme gücü taşıdığı kanısına karşın Aristoteles, mutluluk ve hazzı hem bireyin, hem de devletin değerleri olarak kabul etmişti. Yalnızca müzik konusunda kuramsal bilgi sahibi olanlar ile müziği üretenler arasında ayrım yapıyor, müzik yapmayan insanların başkalarının yaptığı müziği yargılayamayacaklarını savunuyordu.

Aristoteles’in öğrencisi olan ve müzikle ilgili çok önemli kuramsal metinler yazan Aristoksenos, dinleyiciye büyük önem veriyordu. Matematik ve akustik düşüncelere karşı müziğin duygusal boyutunu vurguladı ve işitme duyusuna olduğu kadar akla da seslendiğini belirtti. Epikurosçular ile Stoacılar müzik ve işlevi konusunda daha doğalcı bir görüşteydiler. Müziği iyi yaşamanın yardımcı bir öğesi olarak görüyorlardı. 3. Yüzyılda yaşayan Empirikos, müziğin kendi dışında hiçbir anlamı olmayan bir tonlar ve ritimler sanatı olduğunu öne sürdü.

Müzik konusunda Platon’un düşüncesi bin yıl kadar etkili oldu. Yunan düşüncesi 20. Yüzyılda da müziğin ahlaksal yaşamda rol oynadığı, sayısal olarak açıklanabileceği, özel etki ve işlevler taşıdığı ve duygularla ilintisi bulunduğu yolundaki gözlemlerde hala etkisini duyurmaktadır.

Hıristiyanlık Döneminde Müzik: Romalı düşünür Boethius’un yeniden formüle ettiği Platon- Aristoteles öğretisi kilisenin gereksinimlerine son derece uygun düşmüştür. Müziğin, sözlerin basit bir taşıyıcısı olma işlevi, başka hiçbir yerde Hıristiyanlık tarihi kadar belirgin değildir. Hıristiyanlık’ta söz her zaman müzikten önce gelmiştir. Çeşitli düz şarkılarda melodi, metnin aydınlığa kavuşturulması için kullanılmış, müziğin ritmi sözlerin ritmine bağlı olmuştur. Müziğin çekiciliğini gören ve dine yararlı olduğunu düşünen Aziz Augistinus onun duyguları harekete geçirici özelliğinden ürkmüş, sözün müziğin önüne geçmesinden çekinmiştir. O da Platon gibi müziğin temelde matematiksel olduğunu, gök cisimlerinin hareketlerini ve düzenini yansıttığını düşünmüştür. Aziz Tommaso da aynı görüşleri dile getirmiştir. Martin Luther müzik alanında da liberal ve reformcu olmasına karşın, müziğin işlevi konusunda geleneksel görüşlerin dışına çıkmamıştır. Müziğin yalın, dolaysız, ulaşılabilir ve dindarlığa yardımcı nitelikte olmasın da ısrar etmiştir. Jean Calvin ise, Luther’den daha temkinli davranarak insanları tensel zevklere yönelik, yumuşak yada düzensiz müziğe karşı uyarmış, sözlerin üstünlüğünü vurgulamıştır.

Batıda 17. Ve 18. Yüzyılda müzik anlayışı: Bu dönemde Pythagorasçı görüşler zaman zaman yeniden öne çıktı. Johannes Kepler müzikle gök cisimlerinin hareketi arasında bağlantı kurma çabasıyla kürelerin uyumu düşüncesini sürdürdü. Müziğin temelde matematiksel olduğunu düşünen Descartes şaşmaz bir Platoncuydu. Müziğin imgesel ve uyarıcı olmaması, dolayısıyla da ahlak dışı etkiler yapmaması için ılımlı ritimler ve yalın melodiler öneriyordu. Leibniz’e göre müziğin evrensel bir ritmi vardı ve temelinde matematiksel olan bir gerçekliği yansıtıyordu. Kant ise kendi sanat sıralamasında müziği en alt basamağa yerleştirmişti. Müziği haz açısından yararlı buluyor, önemli bir kültürel işlev gördüğüne inanıyordu. Sözsüz biçimiyle güvenilmez olan müziğin, şiirle birleşince kavramsal bir değere ulaşabildiğini belirtti. Hegel’de dinsel konuları ele alsa bile müziğin felsefeye bağlı olması gerektiğini söylüyor, duygulardaki bir çok ince ayrımı iletebilme gücünü kabul ediyordu. O da öznel ve belirsiz olduğu için sözsüz müziğe değer vermedi; ses müziğini çalgı müziğine yeğledi. Müziğin özünü ritmin oluşturduğunu ve insan benliğinde bunun bir karşılığı olduğunu öne sürdü. Hegel’in görüşlerinde özgün olan yan, müziğin öbür sanatların tersine uzayda bağımsız bir yer kaplamadığını, dolayısıyla da “nesnel” olmadığını ifade etmesiydi.

Çağdaş Kuramlar:

19. yüzyıldan önce müzikçiler arasından pek az müzik kuramcısı çıkmıştı. Yazılan yapıtlar bazı teknik el kitapları ve güncel gereksinimleri karşılamayı amaçlayan metinler olmuştu. J.S.Bach gibi verimli ustalar, kuramsal bilgiler içeren araştırmalar değil sanat yapıtları yarattılar. 19. Yüzyılda Carl-Maria Von Weber, R.Schumann, H.Berlioz, F.Liszt gibi besteci-eleştirmenler ve yazmaya yetenekli, ama kapsamlı kuramlar öne sürmeyen, çok yönlü sanatçılar ortaya çıktı. R.Wagner, yeni bir sanatçı türünün, besteci-yazarın örneği oldu. Ama o da müzik kuramını ileriye götürecek pek fazla bir şey yapmadı. Müzik ile dramatik anlamı birleştiren bütünsel sanat kavramını geliştirdi. Igor Stravinsky, Arnold Schoenberg gibi 20. Yüzyılda yetişen besteci-yazarlar, kendi teknik amaçlarını aydınlatma bakımından daha başarılı oldular.

Dinamizm Kavramı: Schopenhauer “İrade Felsefi” , Nietzsche de “Müziğin Özünden Tragedyanın Doğuşu” adlı yapıtında müzik kuramına farklı terimlerle, ama temelde aynı dinamizm anlayışıyla yaklaştılar. Her ikisi de müziği öbür sanatlardan farklı, “uzay içinde bir yer kaplamayan”, dolayısıyla nesnel olmayan bir sanat olarak görüyordu. Müzik, sanat sürecinin iç dinamizmine daha yakındı; dolaysız anlatım konusunda daha az sayıda teknik engel içeriyordu. Somut bir engel ise hiç taşımıyordu, çünkü deneysel boyutu yoktu. Schopenhauer’e göre müzik, öbür sanatlar gibi ideaları değil, doğrudan istenci yansıtıyordu. Buna karşılık Kant, müziğin özel bir etkisi olduğunu düşünüyordu. İnsanlar çağlar boyu, niteliğini açıklama olanağı bulamadan müzik yapmış, müziğe ilişkin soyut bir anlayış getirmemişlerdi.

Nietzsche’de Apolloncu-Dionysosçu bir ikilem görülür. Bu ikilem biçim ve us ile kendinden geçiş arasındadır. Nietzsche’ye göre müzik kusursuz biçimde Dionysosçu bir sanattır. Müziğin matematiksel özelliklerine pek önem vermeyen Nietzsche de, Schopenhauer gibi doğa seslerinin taklidine dayanan müziği açıkça kınar.

19. yüzyıldan bu yana müzik konusunda birbiriyle çelişen, tartışmalı kuramlar öne sürülmüştür. 19. Yüzyıl İngiliz psikoloğu Edmund Gurney müzik olgusunu açıklarken, biçimci, simgeci, dışavurumcu ve ruhsal öğeleri farklı oranlarda bir araya getirmiştir. 20. Yüzyılda da bazı araştırmacıların müzik kuramına önemli katkıları olmuştur. En önemli çalışma, simgeci açıklamaları ile Susanne K. Langer’inkidir. Sanatı “duygusal yaşamın simgesel benzeri” biçiminde anlayan Langer, doğalcı bir görüşle sanatı temelde organik olarak kabul eder. Sanatsal biçim ile içerik çözülmez bir birlik oluşturur. Her sanat bu birliği kendine özgü koşullar uyarınca dışa vurur. Dolayısıyla müziğin simgeselliği, karakteri bakımından sesseldir (ya da en geniş anlamıyla işitseldir.) ve yalnızca zaman içinde gerçekleşebilir. Psikolojik deneyimde zaman ideal olan bir kimlik kazanır; resim ile heykel ise, farklı oluşum süreçleri nedeniyle mekanı somutlaştırırlar. Langer’in incelemesi bütün sanatları kapsamaktadır. Gordon Epperson, “Müziksel Simge” de Langer’in anlayışlarını müziğe uygulamıştır.

Bağlamı Vurgulayan Kuramlar : Leonard B. Meyer, müzikal anlam ve iletişimin, kültürel bir bağlam dışında bulunmayacağını öne sürer. İngiliz Deryck Cooke, müziğin diliyle kavramların değil, yalnızca duyguların betimlenebileceğini belirtmiştir. Bu tür duyguların tanınabileceğini, hatta sınıflandırılabileceğini söylemiştir.

Fransız Abraham Andre Moles biçim kavramının temel olduğunu, boyutları bir besteden öbürüne değişen “sessel mesajın” bir bütün olduğunu öne sürmüştür. Bu mesaj somuttur; geçici bir süre var olan sessel bir madde, bir materia musica vardır. Moles çalgıları aşan ve “en genel orkestra”yı gerçekleştirmeye olanak veren, elektronik aletler de içinde olmak üzere her türlü ses kaynağından yararlanan çok daha zengin bir ses repertuarı ile deneyler yapılmasını önermiştir.

Yoruma İlişkin Düşünceler: Müziğin dinsel amaçlarla kullanılması yada bir öyküyü desteklemesi dışında, sırf müzik olarak ele alınması görece yeni bir gelişmedir. Doğaçlama şarkı ve dans her zaman var olmuştur. Buna karşılık genel izleyicinin de gidebildiği opera ilk kez 1637’de Venedik’te açılmıştır. Ücretli konserler 1672’de Londra’da başlamış, Almanya ve Fransa’da ise sonraki 50 yıl içinde yayılmıştır. Buna karşılık 18. Yüzyılın sonlarına gelinceye değin konser, müzik yaşamının önemli bir öğesi olmamıştır.

Rönesansın missa, motet, çok sesli şanson ve madrigal gibi başlıca formları sözlü metinlerle bütünleşmişti. Çalgı müziği genellikle insan sesinin hizmetindeydi; ama çalgısal kilise besteleri, dans ve şansonlar da düzenleniyordu. Çalgı ile insan sesi arasındaki güçlü dayanışma günümüze değin sürdü. Çalgı müziği ayrı bir tür olarak 16. Yüzyılda doğdu, 17. Yüzyılda gelişti. Müzik aletlerinin yetkinleşmesi teknik akıcılığı artırdı. 16. Yüzyılda ortaya çıkan modern keman biçimleri yavaş yavaş önceki viollerin yerini aldı. Klavsen 18. Yüzyıla değin varlığını sürdürdü ve piyano karşısında geriledi.

Opera, oratoryo ve kantatın gelişmesi Barok Dönemde ses müziğini öne çıkardı ve sımsıkı bağlı bulunduğu çalgı müziğiyle eşdeğer duruma getirdi. 18. Yüzyıl sonlarındaki önemli bir gelişme de modern iki temalı sonat biçiminin ortaya çıkışıydı. Bu biçim 200. Yüzyıla değin senfoni, konçerto, çeşitli oda müziği türleri (ikili, üçlü, dörtlü vb.) gibi Batı sanat müziğinin birçok türünde kullanıldı. 19. Yüzyılın ikinci yarısında bir konuyu yalnızca müzikle anlatan programlı müzik türü senfonik şiir ortaya çıktı. 20. Yüzyıl bestecileri ise müzikte geleneksel olan her şeyi (melodi, armoni, biçim, orkestrasyon vb.) yıkma denemesine giriştiler. Yepyeni bir anlayış içinde, geleneksel müziğe alışkın kulakları yadırgatıcı bir çok yapıt ortaya koyarak müziğin ses dünyasını genişlettiler.

20. yüzyıl, müziğin yaygınlaşması açısından da tarihte görülmemiş bir atılıma tanık oldu. Bunun en önemli nedeni kitle iletişim araçlarındaki baş döndürücü gelişmeydi. Radyo, pikap, teyp, televizyon, video, kompakt disk gibi araçların geliştirilmesi, bir yandan müziği olağanüstü ölçüde yaygınlaştırırken, belli başlı müzik türlerini de evrenselleştirdi. Ayrıca “caz” ve “popüler müzik” gibi yeni müzik türleri bütün dünyada gelişip yaygınlaştı. Elektroniğin müzik alanına uygulanması, bu sanat dalında akustik seslerin yanı sıra, çok değişik yeni elektronik seslerin de kullanılmasını sağladı. Özellikle son 10-15 yılda gözlenen gelişmeler sonucunda pek çok yeni ses üretebilen yeni elektronik müzik aletleri ortaya çıktı. Bu durum müziğin yalnızca dinleme değil, yaratma ve yorumlama alanında da yaygınlaşmasını sağladı.

Bütün bu gelişmeler müziği bugün sanat dallarının en yaygını ve evrenseli durumuna getirmiştir.

Kaynak:

Şarkıcılar ve şarkıları hakkında detaylı bilgi için Türkçe Müzik portalını ziyaret ediniz. http://muzik.turkcebilgi.com

Türk Çağdaş Müzik Bestecileri Listesi



Linkler

http://muzik.turkcebilgi.com/ Türkçe Bilgi Müzik bölümü

Eddie Lydon - 8 ay önce
I really appreciate the kind of topics you post here. Thanks for sharing us a great information that is actually helpful. fallout hoodie

สมัครหวยหุ้นจีน - 8 ay önce
There are many stories from the article that are very interesting. You write a lot of material in your articles. It's easy to access. It was very easy to understand after I read it. สมัครหวยหุ้นจีน

ติดต่อ พนันคลิปโต - 7 ay önce
Exceptional post and really quality info here. ติดต่อ พนันคลิปโต Thanks for your hard work. thanks for your post.

เว็บ 123bet - 7 ay önce
It is a very useful and informative blog post. I would like to thank you for providing such information.เว็บ 123bet

สมัคร huaybee - 7 ay önce
Your article has broadened my understanding and challenged my preconceptions.สมัคร huaybee

สมัคร huaybee - 7 ay önce
Your article has enriched my understanding of [topic] in ways I never thought possible.

สมัคร huaybee - 7 ay önce
Your article has enriched my understanding of [topic] in ways I never thought possible.สมัคร huaybee

Ambica Singh - 7 ay önce
Upgrade your surface treatment game with our advanced shot blasting machines. Engineered for precision and speed, our technology guarantees flawless results every time. Experience the difference with Ambica Enterprises' innovative solutions. Also Check: - shot blasting machine Shot Blasting Machine Automatic Sand Blasting Machine

ลิงค์รับทรัพย์ 789bet - 7 ay önce
I like your all post. You have done really good work. ลิงค์รับทรัพย์ 789bet Thank you for the information you provide, it helped me a lot.

Mike Rooney - 6 ay önce
Thanks for a wonderful share. Here is the great example related to you blog. Jay and Silent Bob Trench Coat

UFAAUTO789 - 6 ay önce
ยูฟ่า789 เว็บแทงบอลราคาดี มีคู่บอลเปิดให้แทงมากที่สุด บาคาร่า อันดับ1 ศูนย์รวมเกมพนันทุกเกม สมัครง่าย ไม่มีขั้นต่ำ

one cargo - 5 ay önce
THE ONE CARGO บริการ คาร์โก้ รับ สั่งของจากจีน ให้บริการนำเข้าแบบไม่มีขั้นต่ำ ไม่มีค่าใช้จ่ายแอบแฝง ส่งในนามได้ เช็คสถานะผ่านระบบ บริการนำเข้าจากจีน ทั้งทางรถและทางเรือ นำเข้าสินค้าจำนวนมาก จำนวนน้อย หรือ เป็นรายชิ้น ไม่มีประสบการณ์ ก็ไม่ใช่ปัญหา

hak - 4 ay önce
a href="https://rarechemsonline.org/product/buy-3-cmc-crystal-chunks-for-sale-online/" rel="dofollow">Buy 3-CMC Crystal Chunks Buy 3-CEC Crystal Buy Purple Mandala Buy Orange Mandala Buy Newphoria 2/3-FEA 35mg/100mg Blister Buy Newphoria 2/3-FEA 35 MG/100MG Blister Buy MaXTC 5-MAPB/4-FMA/5-MeO-MiPT Blister Buy MaXTC 5-MAPB/4-FMA/5-MeO-MiPT Blister Buy DMC Powder  Buy Blue Mandala Buy Blue Bliss Pellets – 80mg Buy Blue Bliss Pellets 80mg Buy Alegria Ocean Blue Magic  Buy Alegria Ocean Blue Magic Buy Alegria Forest Fruits  Buy MK-677 (Ibutamoren) Capsules Buy GW-501516 (Cardarine) Capsules Buy GW-0742 Powder Buy GW-0742 Capsules Buy O-PCE Pellets – 10mg Buy 2-METHYL-AP-237 HCl Powder Buy 2-METHYL-AP-237 HCl Pellets – 20mg Buy 5-APB Powder Buy 5-APB Capsules – 90mg Buy O-DSMT Pellets – 50mg Buy O-DSMT Pellets – 30mg Buy Norflurazepam Pellets – 5mg Buy Avizafone HCL  Buy 2-MMC Pellets – 220mg Buy 2-MMC Pellets – 180mg Buy 2-MMC Crystal Powder Buy 2-MMC crystal chunks Buy 3-FPM Pellets – 50mg Buy 3-FMA Pellets – 50mg Buy 3-FEA Pellets – 150mg Buy 3-FA Pellets – 50mg Buy 3-CMC Pellets – 250mg Buy 3-CMC Pellets – 220mg Buy 3-CMC Pellets – 180mg Buy 2F-Ketamine Pellets – 50mg Buy 2F-Ketamine Pellets – 100mg Buy 2C-D Pellets – 25mg Buy 2C-B-FLY Pellets – 10mg Buy 2/3-FEA Pellets 40mg/120mg Buy 2-MMC Pellets – 220mg Buy 2-MMC Pellets – 180mg Buy 2-METHYL-AP-237 HCl Pellets – 20mg Buy 2-FMA Pellets – 50mg Buy 2-FEA Pellets – 60mg Buy 2-FA Pellets – 60mg Buy 1V-LSD Pellets – 225mcg Buy 1V-LSD Micro Pellets – 10mcg Buy 1P-LSD Pellets – 150mcg Buy 1D-LSD Micro Pellets – 10mcg Buy 1cP-LSD Pellets – 150mcg Buy 1cP-LSD Micro Pellets – 10mcg

jake - 4 ay önce
a href="https://rarechemsonline.org/product/buy-3-cmc-crystal-chunks-for-sale-online/" rel="dofollow">Buy 3-CMC Crystal Chunks Buy 3-CEC Crystal

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

müzik Resimleri

Müzik
3 yıl önce

Müzik, en genel tanımı ile sesin biçim ve anlamlı titreşimler kazanmış halidir. Başka bir deyiş ile de müzik, sesin ve sessizliğin belirli bir zaman aralığında...

Müzik, 20. yüzyıl, Akustik, Doğuşkan, Müzik Teorisi, Müzikoloji, Politika, Psikoloji, Ses, Sosyoloji, Metodoloji
Pop müzik
3 yıl önce

Pop müzik, 1950’lerin ortalarında ABD ve İngiltere’de ortaya çıkmış bir popüler müzik türüdür. “Popüler müzik” ile “pop müzik” terimleri sıklıkla birbirinin...

Pop Müzik, 1945, Arabesk, Arabesk-Pop Müzik, Elektronik müzik, Göksel, Hip Hop, Melih Kibar, Müzik, Neco, Nil Karaibrahimgil
Klasik müzik
3 yıl önce

Klasik Batı Müziği, kökeni Antik Yunan müzik kültürüne dayandırılan, daha sonra Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüyle başlayan Orta çağ ve Gotik dönemde...

Klasik batı müziği, 1450, 1600, 1750, 1820, 1901, Arp, Avrupa, Bach, Beethoven, Carl Orff
Müzik Teorisi
3 yıl önce

Müzik kuramı terimi genel olarak iki farklı ama birbiriyle ilgili anlamda kullanılır: Müziğin temel yapıtaşları. Bu yapıtaşları ile müziğin incelenmesi...

Müzik kuramı, Akustik, Edvarlar, Etnomüzikoloji, Fizik, Gam, Matematik, Müzik, Müzikoloji, Müzisyen, Nota
Raks müzik
3 yıl önce

Mine Taner Emrah Esra Özmen Neşe Karaböcek Marşandiz Müzik S Müzik Neşe Müzik Marş Müzik Plaza Müzik Karma Müzik Tempo Müzik PolyGram Universal Müzik...

Arabesk müzik
3 yıl önce

Arabesk, Arap müziği değil, Arap ezgilerinden ve usullerinden esinlenen bir Türk müziği türüdür. Klasik Arap müziğinin, klasik Türk müziğinden geniş ölçüde...

Arabesk müzik, 1980, 1990, Almanya, Arabesk, Arabesk-Pop Müzik, Arabesk-rock, Cengiz Kurtoğlu, Elektronik müzik, Emrah, Erkin Koray
Rock müzik
3 yıl önce

Rock müzik, 1950'lerde ABD'de "rock and roll" olarak doğan, 1960'larda ve sonrasında farklı tarzlara ayrılarak özellikle İngiltere ve ABD'de gelişen bir...

Rock müzik, Alternatif rock, Bas gitar, Bateri, Deep Purple, Elektro gitar, Guns N' Roses, Hard rock, Müzik, Organ, Piyano
Hip hop müzik
3 yıl önce

hip-hop, rap müzik, hip-hop müzik şekillerinde de anılır), rap eşliğinde ritmik bir müzik ve kafiyeli ifadelerle oluşturulan bir müzik tarzı. Hip hop...