Nurullah Ataç

Kısaca: 1898 yılında İstanbul'da doğan Nurullah Ataç, Hammer çevirmeni Ata Bey'in oğludur. Savaş yıllarında radyoda uzun süre "Evin Saati" adlı programı hazırlayan Dr. Galip Ata kardeşlerinden biridir. Ataç, İlkokulu (iptidai) 1909 yılında bitirmiş, aynı yıl annesini yitirmiştir. Daha sonra dört yıl Mekteb-i Sultanî'de (Galatasaray Lisesi) okumuş, okulda Burhan Asaf (Belge) ve Vedat Nedim (Tör) gibi sonradan yazar olacak arkadaşlar edinmiştir. ...devamı ☟

Nurullah Ataç
Nurullah Ataç



Nurullah Ataç
Nurullah Ataç
1898 yılında İstanbul'da doğan Nurullah Ataç, Hammer çevirmeni Ata Bey'in oğludur. Savaş yıllarında radyoda uzun süre "Evin Saati" adlı programı hazırlayan Dr. Galip Ata kardeşlerinden biridir. Ataç, İlkokulu (iptidai) 1909 yılında bitirmiş, aynı yıl annesini yitirmiştir. Daha sonra dört yıl Mekteb-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) okumuş, okulda Burhan Asaf (Belge) ve Vedat Nedim (Tör) gibi sonradan yazar olacak arkadaşlar edinmiştir.

Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasından az önce eğitimini tamamlamak üzere, babasının isteğiyle İsviçre'ye gitmiş, ancak okul yaşamından pek hoşlanmamıştır. Cenevre'de kaldığı süre içinde Fransızca'sını ilerleten Ataç, bu arada tiyatroya merak sarmış, arkadaşlarının sahnelediği Hamlet'te "balıkçı" rolünü oynamıştır. Bu merak onun yazarlığa tiyatro eleştirisi ile başlamasının başlıca nedenidir. Ataç çocukluğundan beri tiyatroya düşkün olduğnu belirtmiş, 'Kuşdilindeki salaşta satıcıların bağırtıları, çıngırak sesleri arasında perdenin açılıp Kel Hasan'ın tuhaflıklar etmesine bayıldığını' ve 'Şehzadebaşı'ndan bir takım eçiş büçüş vodvilleri dinleyip onların monologlarını anlatmaya çalıştığını' söylemiştir.

Ataç, Cenevre'de alışamadığı okulu yarım bırakmış, dileği gibi özgür bir öğrenim yapmıştır. Orada Claire adlı bir kıza tutulmuş, evlenmeyi tasarlamış, ancak babasının ölümü üzerine para gelmemeye başlayınca bu tasarısından vaz geçmiştir. İsviçree iş bulamayınca Mondros Mütarekesi sırasında İstanbul'a dönmüş, bir süre Darülfünun'da edebiyat derslerini izlemiş, ardından sınavla Fransızca öğretmeni olmuştur. 1921-1925 yılları arasında Nişantaşı Lisesi, Vefa Sultanisi, İstanbul Sultanisi ile Üsküdar ve Adana Liseleri'nde öğretmenlik yapmıştır.

Ataç, Ticaret Bakanlığı'na bağlı Ticaret Müdüriyeti Umumiyesi Mütercimliği'nde, aynı bakanlığın Heyet-i Tahririye Müdürlüğü'nde (1926) bulunmuş, tekrar Milli Eğitim Bakanlığı'na dönerek ilkin Talim ve Terbiye Dairesinde mütercimlik yapmış, ilk Tedrisat Dairesi Şube Müdürlüğü görevlerinde çalıştıktan sonra (Ekim 1926 - Eylül 1927) yeniden öğretmenliğe atanmıştır. Ankara, İstanbul liselerinde, İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Okulu'nda, Gazi Eğitim Enstitüsü'nde (1927 - 1945) çalışmıştır. Bir süre Basın Yayın Umum Müdürlüğü'nde Yayın Şefi olarak görev yapan Ataç, daha sonra Cumhurbaşkanlığı mütercimliğine getirilmiş, bu görevden 1952 yılında emekli olmuştur.

1953 Eylül'ünde 'şeker' hastalığına yakalanan Ataç'a doktorlar sigara (bir tutkunuydu sigaranın) ve içki içmemesini öğütlediler. Çok sevdiği eşi Leman hanım 1954 yılında fıtık ameliyatı oldu. 1955'te yeniden hastalandı, mide kanseri teşhisi konup ameliyat edildi ama iyileşemeyerek aynı yıl 48 yaşında öldü. Bu olay Ataç'ı derinden sarmış, ardı ardına hastalanmış, üremiye böbrek ve karaciğer bozuklukları eklenmiş, 1957 yılının 17 Mayıs günün Numune Hastanesi'nde 59 yaşında ölmüştür.

Yazın yaşamı

Yarattığı düşsel kişilik Keziban'ın bir konuşmalarında: "Siz bir tutsaksınız, edebiyat tutsağı. Edebiyat sizi avucunun içine almış, bir dakika salıvermiyor. Her düşüncenize, her duygunuza edebiyat karışıyor" dediği ve kendisini "edebiyatı, sanatı kendine dert edinmiş, gece gündüz edebiyat düşünen bir adam" olarak niteleyen Ataç'ın ilk yazısı 1921 yılında Dergah dergisinde çıkmıştır. Bu yazının Ahmet Haşim'in yeni çıkan Göl Saatleri adlı şiir kitabı üzerine olduğunu belirten Ataç, daha sonra tiyatro eleştirileri yazmaya başlamıştır.

Ancak, Ataç'ın Dergah'ta, okurlara unutturmak istediği bir şairlik dönemi vardır. Çok yıllar sonra "Bir sanat adamı olmaktı, sanat eserleri yaratmaktı benim dileğim" diyen Ataç'ın 20 Kasım 1921 tarihli Dergah'ta yayımlanan 'Yalnızlık' adlı şiirinin ilk iki dörtlüğü şöyledir: "Bir uzak keman sesi / Gibi titrek, perişan / Şimdi ölmek hevesi / Yükseliyor ruhumdan" / "- Ben her sönen güneşten / Biraz elem topladım / Herşey sükut ederken / Matemimle ağladım". Ancak, kendi sözleriyle "şair olmadığını, olmayacağını anlatan" Ataç, şiiri bırakıp 1922 yılında Falih Rıfkı (Atay)'ın çağrısıyla Akşam gazetesinde yazmaya başlamıştır. Bu yazılarda Ataç, özellikle tiyatro ile ilgilenmektedir. Ataç'ın tiyatro yazıları ve eleştirileri üzerine bir çalışması bulunan metin And, bu has edebiyat adamının 1921 - 1957 arasında çeşitli gazetelerde yayımlanmış 112 adet tiyatro ile ilgili yazısını saptamıştır.

And, tiyatro eleştirmenliğini şöyle değerlendirmektedir. Ataç'ın: "Hep bir seyirci gibi davranmıştır, kendi kişisel beğenisini içtenlikle kağıda döken bir seyirci gibi. Sahne gerisini fazla kurcalamayan, tiyatro üzerine teknik bilgiler saçmayan, meslekten bir adam gibi bilgiç konuşmayan bir seyirci. Öyle kupkuruya tiyatroyla ilgilenen bir yargıç değil, tiyatroda olmaktan hoşlanan, bunun sevincini duyan ve yaşantısını okurlarıyla paylaşan bir seyirci".

Sanatçı olamayacağını anlatan Ataç, daha sonra doğrudan yazın yapıtlarına, yazın sorunlarına yönelir eleştiri ve deneme yazmayı başlıca uğraş edinir. Tiyatro yazıları da giderek seyrekleşir. Kendini dil devrimine, Türkçenin arılaştırılmasına adar, bu arada sayısız çeviri yapar.

Yapıtları

Günlerin Getirdiği (1946), Sözden Söze (1952), Karalama Defteri (1952), Ararken (1954), Diyelim (1954), Söz Arasında (1957), Okuruma Mektuplar (1958), Günce (1960), Prospero ile Caliban (1961), Söyleşiler (1964), Şöyleşiler (1962 Dil üzerine), Günce I (1972), Günce II (1972), Dergilerde (1980), Çeviri: Aisopos: Masallar (1944), Lukianos: Seçme Yazılar I,II,III (1944,1944,1949), Sophokles: Oipidus Kolonos'ta (1941), Plautus : Amphitryon (1943), Balzac: Vandetta (1943), Stendhal: Kırmızı ve Siyah I, II (1941,1942), Laclos: Tehlikeli Alaklar (1944), Simenon: Kiralık oda (1953) vb...

İlgili konular

eleştirmen

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Varlık Yayınları
7 yıl önce

yayınevi Cahit Sıtkı Tarancı, Orhan Veli Kanık, Sait Faik Abasıyanık, Nurullah Ataç, Ziya Osman Saba, Oktay Akbal, Mahmut Makal, Necati Cumalı, Fazıl Hüsnü...

Kaynak (dergi)
6 yıl önce

Erman Ceyhun Atuf Kansu Özdemir Asaf Fakir Baykurt Ahmet Muhip Dranas Nurullah Ataç Attilâ İlhan Muzaffer Uyguner İlhan Berk Melih Cevdet Anday Behçet Necatigil...

Günlük
3 yıl önce

Seyahat Jurnali - Direktör Ali Bey Ruzname - Ömer Seyfettin Günce - Nurullah Ataç Günlük - Salah Birsel Günler - Cemal Süreya Günlük - Oğuz Atay ^ Öğretici...

Edebi Türler, Öğretici metin, Öğretici metin türleri, Edebiyat, Türkçe
75 Yılda 75 Kitap listesi
7 yıl önce

Adıvar. Rahatı Kaçan Ağaç, Melih Cevdet Anday. Günlerin Getirdiği, Nurullah Ataç. Aganta Burina Burinata, Halikarnas Balıkçısı. Beş Şehir, Ahmet Hamdi...

Yeni Adam
5 yıl önce

kadrosu, tamamiyle sabit olmamakla birlikte, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Zeki Faik, Adnan Cemgil, Hüseyin Avni, Peyami Safa, Şükufe Nihal, Bedri...

Yeni Adam, Edebiyat, Taslak
Eleştiri
3 yıl önce

Ahmet Hamdi Tanpınar eleştiriyi edebiyat tarihi içinde ele alırlar. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin iki öznelci eleştirmendir. Sistematik eleştirmenler...

Edebi Türler, Öğretici metin, Öğretici metin türleri, Edebiyat, Türkçe
Destan gibi
3 yıl önce

hayatından bahsedemeyiz." Garip Akımı'nın büyük bir destekçisi olan Nurullah Ataç, düşünce yerine duyguya önem verildiği ve şairi reddettiği geleneğe...

Mercan Adası (kitap)
3 yıl önce

Kırlangıç. Gökkuşağı Yayınları, 102 sayfa ISBN 975-7227-52-8 2000. Çeviren Nurullah Ataç. Liberte Yayınları, 234 sayfa ISBN 9756877284 2000. Çeviren Şebnem Emre...