NUSRATTA İKİ KAHRAMAN YÜZBAŞI
Hafız Nazmi Bey: Balkan Savaşı'ndan sonra Çanakkale Boğazı Mayın Grup Komutanlığına ve klavuzluğa atanmıştır. Balkan Savaşı'nda bir iki düşman gemisi batırmakla da ün yapmıştır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan başarıda büyük pay sahibi olan Hafiz Nazmi binbaşılıktan emekli olmuştur. Son günlerine kadar denizden ayrılamayan Binbaşı Nazmi Akpınar 65 yaşındayken 5 mayıs 1940 günü hayata gözlerini yummuştur.Tophaneli Hakkı Kaptan: Nusrat Mayın Gemisi komutanıdır. Bu önemli görevden iki gün önce kalp krizi geçirdiği halde, bu tarihi görevi Hafız Nazmi Beyle paylaşmak istemiş hayatından fedakarlık ederek onunla birlikte ve Nusrat'ın komutanı sıfatı ile göreve çıkmıştır. Mayınları döşedikten sonra geri dönüş esnasında düşman gemilerinin projektörlerle denizi taraması sırasında Nusrat'ın görülebileceği endişesi ve üzüntüsüne dayanamayıp yeni bir kalp krizi ile Çanakkale'ye dönmeden şehit olmuştur. Diğer Nusrat personeli: Güverte Yüzbaşısı Hüseyin, Önyüzbaşı Çarkçı Ali, İkinci Çarkçı Ahmet, Üçüncü Çarkçı Yüzbaşı Hasan, Elektrik Zabiti Mülazım Hasan, Top Zabiti Mülazım Kadri Bey ve elli dört Nefer.
MAYINLAR NASIL DÖŞENDİ ?
6 Mart gecesi Cevat Bey, Mayın Grup Komutanı Hafız Nazmi Bey'e "Oğlum! Sana çok önemli bir görev veriyorum. Vatanın selameti bu görevin başarıyla yerine getirilmesine bağlıdır. Yarın akşam, Nusratın son yirmi altı mayınını şu gördüğün karanlık limanda kıyıya paralel olarak dökeceksin. Düşman hareketinizi seçer, size saldırıya kalkışırsa kıyı toplarımız önceden aldıkları talimata uygun olarak hareket edecek ve sizi himaye ateşiyle koruyacaktır. Kendinizi göstermemeye çaba harcayın. Allah yardımcınız olsun".Mayınların kıyıya paralel dökülmesi ve mahalin karanlık liman olarak seçilmesi son derece dahiyane bir fikirdi. Düşman gemileri boğaza giriyorlar, görevlerini tamamlayan zırhlı arkadakilerin yollarına engel olmamak için Karanlık liman' da dönüş yapıyorlardı. Nusrat'ın dökeceği mayınlar kıyıya paralel olup manevra hattına dik olarak yerleştirilecekti.
Nusdatın, büyük bir kahramanlıkla karanlık bir gecede, Karanlık Liman'ın, kapkara sularına serptiği bu mayınlar, Osmanlı Bahriyesi'nin elinde mevcut son mayınlardı.
7 Mart'ı 8'e bağlayan gece yarısı Nusrat Çanakkale'den demir aldı. Gemide sessizlik hakimdi. Tüm ışıklar söndürülmüştü. Gemi Karanlık Liman'a yol aldı. Düşman projektörleri denizi tarıyordu. Anadolu yakasındaki Akyarlar'a birer birer sessiz bir şekilde mayınlar bırakılmaya başlandı. Birkaç dakikada tüm mayınlar planlandığı gibi sulara indi. Geri dönüş esnasında düşman devriyelerinin Nusrat'a doğru projektör yakması tüm gemi personelinin yüreğini ağzına getirmişti. O an bir mucize gerçekleşti. Nusrat'i korumakla görevli Türk devriyelerinin projektörleri Nusrat'ı düşmana karşı karambole getirdi. Bu ışık kavgası esnasında sessizce Çanakkale'ye yol alan Nusrat Mayın Gemisi görevini tamamlamıştı. Ancak gemi komutanı Hakkı Bey daha öncede bahsedildiği gibi Çanakkale'ye dönmeden şehit düştü.
Mayınların döşenmesinden on gün sonra düşman saldırıya geçmişti. İkmal için geri dönene gemiler onları bekleyen sürpriz'den habersizdiler. Ardı ardına patlamalar meydana gelmeye başladı. 7-8 Mart gecesinde dökülmüş, tüm taramalara rağmen fark edilememiş mayınlar sayesinde savaşın kaderi değişmişti. İlk olarak 639 kişilik mürettebatıyla Bouve adlı zırhlı battı. Ardından İnflexible ve Bolva sulara gömüldüler. İngilizler 18 Mart günü meydana gelen bu talihsizliğin mağlubiyetin acısını son taramasını yaptıktan sonra mayın yoktur raporunu veren pilottan çıkardılar.
MÜTTEFİKLER AÇISINDAN 18 MART ZAFERİ
İngiliz General Oglander'in "Çanakkale-Gelibolu Askeri Harekatı" adlı eserinin 1. cildinde: "Pek uygun başlamış olan gün bu meçhul mayın hattının olağan üstü ve ortalığı kırıp geçiren başarısı yüzünden, tam bir başarısızlıkla sona erdi. Bu yirmi mayının seferin talihi üzerindeki etkisi ölçülemez."Bahriye Nazırı Winston Chuchill 1930'da "Revue de Paris" dergisinde olayı şöyle yorumlamıştır: "Birinci Dünya Harbi'nde bu kadar insanın ölmesine harbin ağır masraflara maal olmasına, denizlerde onca ticaret ve savaş gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından bir gece önce atılan o incecik çelik halat ucunda sallanan yirmi altı adet mayındır."
"Nusret'in gizlice döktüğü bu 26 demir kap, savaşın devamı ve dünyanın geleceği bakımdan, diğer tüm çabalardan daha tam ve daha kesin sonuçtu. Hedeflere varmak içindi. Bu engel, İngilizler tarafından başarıyla başlatılmış olan Çanakkale Operasyonunun durduran bir çok psikolojik karışıklıklar doğurdu . Yanlız başına bu mayın engelidir ki Türkiye'yi bir yenilgiden kurtardı ve savaşı uzattı."
NUSRAT MAYIN GEMİSİ'NİN AKIBETİ
Şuan Mersin İl Kültür Müdürlüğü, Nusrat Mayın Gemisi'ni aynen Yavuz ve Midilli gemileri gibi "jilet" yapmak istemektedirEnzar Töre'nin www.canakkale.org/nusrat.shtml adresinde gördüğüm konuyla ilgili yazısını aktarmak istiyorum. Yazının başlığı "Çanakkale Nusratı'nı Bekliyor."
Kalkınmanın Temel taşı ülkesini seven insanların çokluğudur. Ülkeyi sevmenin temelinde ülkenin geçmişini bilmek yatar. Eğer tarihinizi bilmiyorsanız neyi, niçin seveceğinizi bilemezsiniz. Seviyorum derseniz bu anlamsız bir sevmedir. Türkiye'yi seviyorum diyorsanız, önce tarihinizi bileceksiniz, tarihinize sahip çıkacaksınız. Bunu yapmıyorsanız en azında ülkenizi sevmiyorsunuz demektir. Çanakkale Savaşları Dünya üzerinde bir dönüm noktasıdır.
Balkan harbi ile başlayan yenilgiler zinciri ile ülkemizin artık elden gittiği yapacak hiç bir şey olmadığı şeklindeki karamsarlık ve yıkıntıyı ortadan kaldırmış ve Türkün bir muhaberede yenilebileceği ama hiç bir zaman yok edilemeyeceği tekrar ispatlanmıştır. En zayıf sanıldığımız bu anda dünyanın en son teknolojileri ile donatılmış ordularını dize getirmiş vatanını savunmuştur. Bugün Orduların varlık sebebi savaşmaktan ziyade caydırıcılıktır. Bu nedenle ordular gerçek güçlerini saklarlar. Önemli olan düşmanın elinizdeki gücü bilip sizden çekinmesi değil, bilmeyerek çekinmesidir. Eğer elinizdeki gücü bilirse ona göre hazırlık yapabilir. Ancak bilemezse her zaman için tereddüt içinde olacaktır. Çanakkale Savaşları bu yönden de önem taşır. Bu büyük savaş, tarihimizde Türk'ün her zaman savaşa hazır olduğunu ve hiç bir zaman güçsüz sanılarak ona saldırılamayacağını göstermiştir. Bu kanaati sağlayan bugünkü ordumuzun gücü kadar tarihimizin bu altın sayfasıdır. İşte bu altın sayfanın yazarı bugün çürüyor. Bu çürümeyi durdurmanın bedeli bugün için savunmaya harcadığımız en küçük bir yeni teknoloji silahtan bile çok daha azdır. Halbuki Nusret anılardaki varlığı ile bu modern silahların yapabileceğinden çok daha fazlasını geçmişte yaptığı gibi bugün de yapıyor. Yeter ki var olsun yeter ki insanlar onu ve hikayesini öğrensinler.
Ey Türk Devleti ! Türk milleti ! Tarihinin bu eşsiz kahramanını çürümeye mi terkettin. Eğer bunu yaparsan sen, bugünkü nesil ona layık değilsin. Ve bunun bedelini çok daha ağır ödeyeceksin demektir. Nusrat çiçeklerle bezeli olarak boğaza açıldığı limanda olmalı. Her gün onu görmeliyiz göstermeliyiz ve tüm dünya onun bedeninde görmeli ve anlamalı ki Bu millet en güçsüz sanıldığı anda bile yeterince güçlüdür ve tarih bunu bilmeyenlerin uğradığı felaketleri anlatır.
Böyle bir kampanya'yı ortaya atıp başlatan değerli Erol Ercan, yaşadığımız bu toprakları bize emanet eden, bu topraklara basarken ayaklarımızın belki de bir kaç santim altında kemikleri çürüyen binlerce vatan evladı dedemiz ninemiz seni şükranla anıyor. Nusrat jilet olmayacak. Olamayacak. Buna kimsenin gücü yetmez. Ancak çürütmeye gücü yetiyor. Bu kampanyayı gören herkes sayfasına link yapmalı. Çürümesine müsaade etmemeliyiz. -Enzar TÖRE
Evet. Nusrat Mayın Gemisi 2001 yılı itibarıyla Mersin'nde çürümeye terkedilmiştir. Batmaması için duyarlı insanlar tarafından içindeki su boşaltılmaktadır. Akıbetinin layık olduğu gibi olması için yardıma muhtaçtır.
KAYNAKLAR
• 1. Erol MÜTERCİMLER, Destanlaşan Gemiler, Kastaş, 1912-1922 Türk Savaşları Belgeseli. • 2. Eski Muharipler Dergisi Şubat-Mart, 1965. • 3. Kemalizm D. Mart- 1979 • 4. Kemalizm D. Mart-1981 (Çanakkale ve Mehmetçik sayısı) • 5. General I. Lan HAMİLTON, İstanbul Gelibolu Günlüğü, Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1972. • 6. Prof. Dr. İsmail KAYABALI, Çanakkale Savaşları 1915, Ankara, !975 • 7. http:// w ww.canakkale.org/nusrat.shtml • 8. http://www.canakkale.gen.tr/bilinmeyenler/b9.html
AYŞEGÜL İNANÇ
Elif Kübra - 2 yıl önce
Elif Kübra - 2 yıl önce