Su sorunu özellikle Ortadoğu bölgesinde kendini hissettirmekte; Fırat ve Dicle nehirleri dolayısıyla Türkiye`yi de etkilemektedir. Su sorunu Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşta ele alınmaktadır. Halihazırda, devletler arasında sürtüşmelere neden olan su kıtlığının ileride savaşlara yol açabileceğinden endişe edilmektedir.
Uluslararası Hukuk ve Su Sorunu
Kurallar
Devletlerin ülkelerinde bulunan sınıraşan sular veya su sistemleri ile ilgili hak ve yükümlülüklerini belirleyen kapsamlı kural veya ilkeler henüz tamamen şekillenmiş değildir. Çeşitli sınıraşan sular için kıyıdaş ülkeler arasında varılmış anlaşmalar mevcuttur ancak bu anlaşmalardan hiçbirini başka bir soruna uyarlamak mümkün değildir. Herbiri değişik koşul ve durumları yansıtan ve bazen benzer sorunlara dahi farklı çözümler getiren bu anlaşmalar genel kabul görmüş hukuk kuralarının oluşumunu sağlayamamıştır..
Bir hükümet dışı kuruluş olan Uluslararası Hukuk Derneği (Internatıonal Law Association) ve BM Uluslararası Hukuk Komisyonu başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar su konusunda uluslararası uyuşmazlıkları giderebilecek ve uzlaşma ortamı yaratabilecek özelliklere sahip bir hukuk kurallarının oluşması için çaba sarfetmektedir.
İlkeleler
Önlemler
Su sorununu azaltmak ve bu hususta yaşanan anlaşmazlıkları en aza indirmek için alınabilecek önlemler şunlardır:- Devletlerin su ile ilgili kendi iç politikalarını gözden geçirerek israfı azaltmaları.
- Atık suların tasfiye edilerek yeniden kullanıma sokulması.(Bu yöntem halen petrol zengini ülkeler ve İsrail`de uygulanmakta olup ekonomik nedenler başta olmak üzere çeşitli nedenlerle yaygınlaşamamıştır)
- Tarımda ilkel sulama metodlarının israfa neden olması nedeniyle sulamada yüksek teknoloji kullanılması.
- Su kaynaklarına uygun tarım ürünü ekimi yapılması.
- Devletlerin su sorunu konusundaki anlaşmazlıklari tırmandırmaktan kaçınması.