Bu anlaşma ile ülkelerarası ticari eşya naklinde gümrük formaliteleri basitleştirilmiştir. Türkiye bu anlaşmayı 1961`de kabul etmiş, 1966`da tatbike koymuştur.
Uygulamada bu anlaşmaya dahil ülkelerin karayolu vasıtaları, vasıtada yüklü bulunan gümrüklü eşyanın cinsini, miktarını, mahiyetini belirten bir TIR karnesiyle yine vasıtanın belli yerlerine takacakları TIR plakaları taşırlar. TIR karnesinde belirtilen ve vasıtada yüklü bulunan eşyanın gümrük kontrolu mahreç ülkede yapılmakta, varış noktasına kadar güzergahta bulunan ülkelerin gümrüklerinde sadece harici kontrollar -şüpheli durumlar hariç - yeterli olmaktadır.
Bu buluş ülkelerarası ticari eşya nakliyatını çok kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Aranan tek husus, TIR plakası taşıyacak kamyon ve konteynerlerin sözleşmeye bağlı teknik şartnamede belirtildiği şekilde eşyayı koruyucu teçhizatı havi olmasıdır.
Türkiye`de bu hususun tespiti ve ``Uygunluk Belgesinin`` verilmesi, TIR sözleşmesinin tatbiki ve kontrolu gümrük idarelerince yapılmaktadır.
TIR kamyonlarının taşıdıkları yüklerin vergileri hususunda, muhtemel kayıplara karşı tazmini açısından, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, kefil kuruluş olarak, uluslararası görev yapmaktadır.
TIR sözleşmesinde, bu kolaylığı kötüye kullanacak, kaçak mal taşıyanlarla ilgili cezai hükümler mevcutsa da Türkiye sözleşmenin bu hükümlerini imzalamamış, bu gibi durumlarda kendi mevzuatını uygulayacağını üye ülkelere bildirmiştir.
Avrupa`dan ülkemize gelen tır araçları için girişler Kapıkule, Dereköy gümrüklerinden, ülkemizden çıkışlar ise Yayla Dağı, Cilvegözü, Habur ve Gürbulak gümrüklerinden yapılmaktadır.