Türkiye’de para politikaları, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yönlendirilmektedir. Banknot çıkarma yetkisi de Merkez Bankası’na bırakılmıştır. Merkez Bankası’nın emisyona gitmenin dışında para politikasını yürütmek, para arzını düzenlemek, bankalara kredi vermek, para politikası araçlarını oluşturmak gibi görevleri bulunmaktadır. 2001 yılı Mayıs ayında değişen Merkez Bankası Kanunu ile, Banka’nın temel görevi fiyat istikrarının sağlanması olarak belirlenmiştir.
Türkiye ekonomisi ve Türk mali sistemi 1980 yılından itibaren uygulamaya konan liberal politikalar ile önemli yapısal değişikliklere uğramıştır. Ortaya konan finansal politikalar sektörde var olan kısıtlayıcı düzenlemeleri kaldırmış ve bu yolda rekabet ortamının gelişmesini sağlamış, bankacılık sisteminin finansal büyüklüklerinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Yerli ve yabancı bankaların giriş ve çıkışlarının kolaylaştırılması ve faizlerin serbestleştirilmesi gibi liberal politikaların uygulamaya konulması da bankacılık sektörüne canlılık getirerek hızla büyümesine önayak olmuştur. Uygulanan liberal politikalar sonucu, sisteme yeni giren özel bankalar kamu sektörünün sistem içerisindeki ağırlığını azaltmıştır.
Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar müşterilerine verdikleri hizmetleri hızlı bir şekilde çeşitlendirmiş, teknolojik rekabet içerisinde, hizmet kalitesini artırıcı elektronik bankacılığa yönelmişlerdir.
Bankacılık alanındaki yasal ve kurumsal düzenlemelerin değişen koşullara ve uluslararası normlara uyumu konusunda önemli adımlar atılmıştır. Haziran 1999'da yürürlüğe giren 4389 Sayılı Bankalar Kanunu ile kurulan, siyasi otoritede bağımsız karar alma yetkisine, idari ve mali özerkliğe sahip, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nın faaliyete başlaması, sektörde daha yoğun bir denetimi de beraberinde getirmiştir. Mayıs 2001'de bankacılık sisteminin güçlendirilmesi, etkin ve uluslararası ölçekte rekabet edebilir şekilde faaliyetlerini sürdürmesi için gerekli ortamın yaratılması amacıyla "Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı" uygulamaya konulmuştur. Programın temel aşamaları kamu bankalarının özelleştirilmeleri amacıyla finansal ve operasyonel olarak yeniden yapılandırılmaları, özel bankaların sermayelerinin güçlendirilmesi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndaki banka sorunlarının çözüme kavuşturulması, bankacılık alanındaki düzenlemelerin uluslararası standartlar ve Avrupa Birliği normları ile uyumlu hale getirilmesi olarak açıklanmıştır.
Bankacılık mevzuatının uluslararası düzenlemelerle uyum içerisinde olabilmesini sağlamak üzere; öncelikle sermaye yeterliliği, risk yönetimi, yabancı para pozisyonları, bağımsız denetim ve mali tabloların konsolide olarak düzenlenmesi konularında yeni uygulamalar başlatmıştır.
2002 yılı sonu itibariyle 40'ı ticaret bankası, 14'ü mevduat kabul etmeyen banka olmak üzere toplam 54 banka Türkiye'de faaliyet göstermektedir. Bankacılık sektörünün toplam aktifleri 129 milyar ABD Doları, çalışan sayısı 123 bin, toplam şube sayısı ise 6.106'dır.
Bilgi teknolojisinin dünya ölçeğinde ileri düzeyde kullanıldığı Türkiye’de bankacılık sektöründe benzer gelişmeler devam etmektedir. Bu kapsamda uzun yıllardır müşterilerin hizmetine sunulmuş olan ATM (Otomatik Vezne Makinası), POS (Satış Noktası Terminali), telefon bankacılığı ve bilgisayar bankacılığı gibi hizmetler bulunmaktadır. Bankaların vizyonunda önemli bir yer tutan elektronik bankacılık kavramı müşteri ilişkilerinin geliştirilmesi, hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve maliyet tasarrufu sağlaması amacıyla da yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. Bu doğrultuda son yıllarda "Çağrı Merkezi", "İnternet Bankacılığı" ve "Müşteri İlişkileri Yönetimi" konularında önemli uygulamalar ve yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Bankalar müşteriye dönük işlemlerin yanı sıra, iç işlemlerinde de bilgi teknolojisini yaygın olarak kullanmaya özen göstermektedirler. Ayrıca, gelecek yıllarda dünya ticaretinde önemli bir hacim kazanacak olan elektronik ticaret konusu da bankalar tarafından dikkatle izlenmekte olup, bazı bankalar tarafından gerekli yatırımlar yapılarak elektronik ticaret uygulamaları müşterilerin hizmetine sunulmuştur.
Türk mali sisteminde 1984 yılından itibaren özel finans kurumları da faaliyet göstermeye başlamıştır. Ülkede 5 özel finans kurumu faaliyetlerini sürdürmektedir. 1999 yılında yapılan kanun değişikliği ile özel finans kurumları Bankalar Kanunu kapsamına alınmıştır. Ayrıca, mali sistemde sigorta kuruluşları, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, borsada işlem yapan aracı kuruluşlar, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, leasing ve faktoring kuruluşları da yer almaktadır.
Sigortacılık. Türkiye'de 1990 yılına kadar dondurulmuş olan, "yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin piyasaya giriş izni" 1990 yılında yeni bir düzenleme ile serbest bırakılmış ve daha önce idari kararlar ile belirlenen sigorta tarife sisteminde; hayat sigortaları, süresi bir yılı aşan sağlık sigortaları ve zorunlu sigortalar hariç tarife serbestisi uygulanmaya başlanmıştır. Bu da, sektöre geçmiş yıllara oranla daha fazla canlılık getirmiş ve hızlı bir büyüme sağlanmıştır.
Nitekim 2002 yılında sigortacılık sektörü, 456 ABD Doları hayat branşında olmak üzere toplam 2.426 milyon ABD Doları prim üretmiştir. Diğer taraftan, 1.283 milyon ABD Doları tazminat ödeyerek ekonomiye katkıda bulunmuştur.
2002 yılı sonu itibariyle ülkede 55’i sigorta ve 3’ü reasürans şirketi olmak üzere toplam 58 şirket, 13 farklı branşta faaliyet göstermektedir. Sigortacılık sektöründe yaklaşık 15.600 acente bulunmaktadır.
Ülkede yapısal reformlardan biri olan sosyal güvenlik reformunun bir parçası olarak kamu sosyal güvenlik sistemine tamamlayıcı nitelikte olan “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu” ile vatandaşların emekliliklerine yönelik olarak gönüllü katılıma dayalı ve belirlenmiş katkı esasına göre oluşturulan bireysel emeklilik sisteminin oluşturulması amaçlanmıştır. Yapılan mevzuat çalışmaları ile sistemin etkili bir biçimde uygulanabilmesini teminen gerekli olan idari ve hukuki çerçeve çizilmiş olup, emeklilik şirketlerinin 2003 yılı içinde faaliyete geçeceği düşünülmektedir.