Partizanlar
1942 Şubat ayına girildiğinde artık Yunanistan Komünist Partisi'nin öncülüğünü yaptığı ELAS Yunanistan'ın orta bölümlerinde Aris Velouchiotis yönetiminde faaliyet halindedir. İzleyen yaz aylarında eski Albay Napoleon Zervas da EDES'in silahlı kolu olarak Yunan Ulusal Gerilla Gruplarının (EOEA) kurulduğunu ilan eder. Albay Dimitrios Psarros öncülüğünde kurulan Ulusal ve Sosyal Bağımsızlık EKKA adlı örgütün silahlı kolu 5/42 Evzon Alayı Giona Dağı bölgesinde etkili olur. 1942 yılı yazına kadar işgal kuvvetleri kurulma aşamasında olan silahlı direniş tarafından rahatsız edilmemiştir. Hatta özellikle kırsal bölgeleri denetimlerinde tutan İtalyanlar durumun normale döndüğüne dair raporlar vermiştir. Ancak dalga dalga büyüyen ve güçlenen direniş (özellikle EAM/ELAS) yerel jandarma karakollarına saldırmaya, köylere açıktan giderek direnişe katılma çağrıları yapmaya başlar. Küçük yerleşim yerlerine yönelik şiddetli İtalyan ve Alman baskıları ise yerel halkın dağa çıkıp direnişe katılmasına yol açacaktır. Yunan Direnişi bölgedeki gücünü dünyaya görkemli bir sabotaj eylemiyle duyuracaktır. Gorgopotamos Demiryolu Köprüsü 25 Kasım 1942 günü havaya uçurulacaktır. Harekat İngiliz Gizli Servisinin desteğiyle işbirliği yapan ELAS-EDES örgütlerince ortak olarak gerçekleştirilmiştir."Özgür Yunanistan"
Özellikle İtalyan birliklerine karşı yapılan saldırılar ve Fardykampos Muharebesi sonucu yüzlerce İtalyan askerinin esir edilerek önemli miktarda cephane ele geçirilmesi İtalyanların bazı bölgelerde geri çekilmesine yol açmıştır. 1943 yılı Temmuz ayında artık Karditsa, Grevena, Trikkala ve Metsovon başta olmak üzere çok sayıda kasaba özgürlüğüne kavuşmuş durumdadır. Mihver Orduları ana yollar ve şehir merkezlerini denetimlerinde tutsalar da kırsal ve iç bölgeler direnişin elindedir. İyon Denizinden Ege Denizine kadar uzanan bu bölge artık Özgür Yunanistan olarak adlandırılmakta ve yaklaşık 30,000 km² arazide 750 bin kişiyi kapsamaktadır.İtalyanların çöküşü Nasyonel Sosyalistlerin gelişi
1943 yılı Temmuz ayına gelindiğinde ELAS Stefanos Sarafis komutasında etkinliğini artırır. EDES, Epir bölgesinde varlık gösterirken EKKA ise daha sınırlı bir bölgede bulunur. Müttefiklerle İtalya arasındaki mütareke sonucunda İtalyan Ordusu artık erimeye başlayınca İtalyanlara ait silah ve mühimmat direnişin eline geçer. İtalyanların hakimiyetindeki bölgeler bu dönemin ardından Nasyonel Sosyalistlerin denetimine girecek ve direnişçiler karşılarında daha gaddar, daha deneyimli ve daha güçlü bir düşman bulacaklardır. Bölgeye gelen çok sayıdaki Nasyonel Sosyalist, Yugoslavya'da mücadele ettikleri Tito komutasındaki partizanlara karşı biriktirdikleri deneyimi Yunan topraklarında uygularlar.Sonu
çta bu dönemde yoğun katliamlar, köy boşaltmalar, köy yakmalar yaşanacaktır.İç savaşın işaretleri
1943 yılı Temmuz ayında önde gelen üç direniş örgütü (EAM/ELAS, EDES ve EKKA) arasında ortak işgalci düşmana karşı birlikte hareket etmeye ve askeri birliklerini General Henry Maitland Wilson komutasındaki Müttefik Devletler Ortadoğu Yüksek Komutasına bağlanmasına onay verir. Ancak siyasi alanda EAM ile diğer örgütler arasında gerginlik yükselir. Komünistlerin artan etkisi ve Yunanistan'daki en kuvvetli silahlı güç haline gelmeleri çeşitli çevrelerde rahatsızlık yaratır. Özellikle sürgündeki Yunan hükümeti ve Birleşik Krallık hükümeti Nasyonel Sosyalistlerin ülkeden ayrılmasından sonra ülkede Sovyet yanlısı bir rejimin kurulmasını istememekteydi. Özellikle Winston Churchill bölgede olası bir sol iktidara karşı çıkmaktadır. 1944 yılında yapılan Moskova Konferansı Churchill ve Stalin daha sonraları Yüzdeler Anlaşması olarak anılacak şekilde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi işgali altındaki ülkelerin bağımsızlık sonrası kaderleri üzerine anlaşırlar. Buna göre Yunanistan genel olarak İngiltere hakimiyet sahasında kalacak ve ülkedeki solculara Sovyet yardımı verilmeyecektir. Ülkede öne çıkmaya başlayan EAM artık İngiliz destekli anti-komünist direniş gruplarının da hedefi haline gelmeye başlar. Bazı kralcı örgütler artık işgalcilere karşı değil sadece komünistlere karşı savaşmaktadır. 1943 yılı sonlarına gelindiğinde Nasyonel Sosyalistlerin gözleri önünde ilan edilmemiş bir iç savaş başlamıştır.ELAS Epir'de EDES'e saldıracak ve ancak 1944 yılı Şubat ayında ilan edilen ateşkes sonucunda saldırılar duraklayacaktır. Ülkedeki Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi yönetimi de EDES ile ateşkes ilan ederek solculara karşı savaşta kolaylık sağlayacaktır. 1944 yılı Mart ayında EAM, Ulusal Bağımsızlık Siyasi Komitesi adıyla kurduğu yapıyla işgal sonrası Yunanistan'da iktidarı hedeflediğini ilan etmiş olur. 17 Nisan 1944 tarihinde sağcı EKKA'nın 5/42 adlı silahlı örgüt karargahını basılarak çok sayıda militanla birlikte örgüt lideri Dimitrios Psarros da öldürülür. Adalar ve Girit Girit Direnişi (Yunanca: Κρητική Αντίσταση) Girit Adası sakinleri tarafından Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi ve İtalyan işgaline karşı örgütlenen direniştir. Yunan direnişinin en önemli kısımlarından birisini oluşturan direniş Nasyonel Sosyalistlerin yerel halktan gösterilen büyük direniş nedeniyle önemlidir. Alman paraşütçü birliklerinin adaya ilk inişleri sırasında toplumun tüm kesimleri bulabildikleri en temel silahlarla (bıçak, balta, orak vb) hatta çıplak elleriyle düşmana saldırmışlardır. Bu yüzden adaya hakim olduktan sonra Almanlar toplu katliamlar gerçekleştirmiş ve intikam almaya yönelik eylemlerde bulunmuşlardır. Image:Bundesarchiv Bild 183-L19017, Gebirgsjäger vor dem Start nach Kreta.jpg|Girit'e çıkartma yapmaya hazırlanan Alman paraşütçü birlikleri Image:Bundesarchiv Bild 141-0864, Kreta, Landung von Fallschirmjägern.jpg|Alman paraşütçü birlikleri Girit'te Image:German prisoners under British guard.jpg|Girit Muharebesinin ilk günü esir edilen Alman askerleri Image:Bundesarchiv Bild 101I-166-0527-22, Kreta, toter Fallschirmjäger.jpg|Giritli direnişçiler tarafından öldürülmüş Alman paraşütçüsü Image:Bundesarchiv Bild 101I-166-0527-04, Kreta, Kondomari, Erschießung von Zivilisten.jpg|Direnişin yoğun olduğu Kondomari'de öldürülen siviller Image:Bundesarchiv Bild 101I-779-0003-22, Griechenland, Schild über Zestörung von Kandanos.jpg|Kandanos Katliamı sonrasında Almanlar tarafından asılan tabelada şunlar yazmaktadır:Paraşütçü birliklerinin insafsızca pusuya düşürülmesi sebebiyle Kandanos yerle bir edilmiştir Şehirlerdeki durum Şehirlerde direniş çabuk örgütlense de ilk başlarda çapı küçük kalmış ve yapısı dağınık olmuştur. 1942-42 kışının olağanütü sert geçmesi ve savaş ortamı nedeniyle kıtlık yaşanması sebebiyle özellikle Atina'daki işçi mahallelerinde kıtlık çekilmiş, yüzbinlerce kişi hayatını kaybetmiştir. Bu şartlar direnişe katılmak isteyenlerin sayısını artırsa da direnişçiler yeterli ekipmana, desteğe ve mali kaynağa sahip değillerdir. Şehirdeki direnişçilerin görevleri çoğunlukla istihbarat ve sabotaj eylemleri olmuştur. Direnişin ilk görevlerinden birisi de Yunanistan'da bulunan esir veya kaçak Müttefik askerlerinin ülke dışına kaçırılması olmuştur. Direniş grupları özellikle İngiltere Gizli Servisi ile temas halinde olmuş ve işbirliği yapmışlardır. Ancak farklı siyasi görüşlere sahip direniş gruplarının birlikte hareket etmemesi şehirlerde direnişin istenildiği şekilde güçlenmesini ertelemiştir. Özellikle telsiz yayınıyla ülke dışındaki İngiliz istihbaratı ile iletişim sağlamaya çalışan direnişçiler Nasyonel Sosyalistlerin frekansları dinlemesi sebebiyle büyük tehlike altındaydılar. Abwehr ve Gestapo direnişçileri ağır işkencelerle sorguluyor ve genelde şebekeler hakkında derinlemesine bilgi sahibi olabiliyordu. Şehirlerdeki direniş kitlesel ve geniş çaplı protesto eylemleri de düzenlemiştir. Bu olaylardan ilki 25 Mart 1942 tarihindeki ulusal bağımsızlık gününün yıldönümünde yaşanır. İsimsiz Asker anıtına çelenk bırakmak isteyen öğrenciler, kukla hükümetin polisleriyle çatışmaya başlar. Bu eylem sayesinde şehirli nüfus direnişle tanışmış olur. Aynı yılın 12-14 Nisan tarihleri arasında ise posta ve telefon idaresinde çalışan işçilerin Atina'da başlattığı iş bırakma eylemi tüm ülkeye yayılır. Çıkış sebebi maddi olsa da eylem kısa sürede siyasi bir çehreye kavuşacak, EAM'a bağlı solcu sendika EEAM önderliğindeki örgütlü işçilerin eylemi başarıya ulaşacaktır. 21 Nisan günü baskılara boyun eğen hükümet işçilerin maaş artırım taleplerini kabul etmenin ötesinde tutuklanan sendikacıları da serbest bırakmak zorunda kalır. 1943 yılında Nasyonel Sosyalistlerin Yunanlılardan köle işçi toplayarak Almanya'ya sevk edeceği haberleri yayılır. Buna karşı ilk direniş Şubat ayında başlar. 24 Şubat gününe gelindiğinde Atina çok sayıda gösteriyle çalkalanmıştır. 28 Şubat günü ise Yunan ulusal şairi Kostis Palamas'ın cenazesi de işgalin protesto edildiği bir gövde gösterisine dönüşür. Önemli direnişçiler *EAM/ELAS :Aris Velouchiotis :Giorgios Siantos :Stefanos Sarafis :Markos Vafiadis :Charilaos Florakis :Apostolos Santas :Alexandros Svolos :Iannis Xenakis :Yiannis Ritsos