Max Stirner bu kitabında, içinde yer aldığı Genç Hegelciler grubunun üzerinde yoğun bir etki bırakan Hegel`in yöntemini kullanarak Genç Hegelciler`i, özellikle Feuerbach`ı eleştirir ve gruptaki bütün arkadaşlarına ters gelen kendi düşüncelerini öne çıkarır.
Kitap insanın özgürce hareket etmesini engelleyen otoriter kavramların insan hayatına nasıl hakim olduğunu anlatır. Radikal bir anti-otoriter ve bireyci çizgide ilerleyerek Prusya`yı ve modern batı toplumlarını eleştirir. Bütün ideolojilerin ve dinlerin temelde boş kavramlar olduğunu ileri sürer. Bu otoriter kavramlara duyduğu karşıtlık yüzünden, milliyetçilik, devletçilik, komünizm ya da hümanizm gibi popüler ideolojileri eleştirir. Max Stirner kitabın önsözünde şöyle der: "``Tanrı`nın işi, insanlığın işi, gerçeğin işi, iyinin işi, doğrunun işi, özgürlüğün işi ve daha niceleri. Bunların hiçbiri benim işim değildir, benim işim sadece benim olandır ve o genel değil, biriciktir, benim gibi. Hiçbir şey benden üstün değildir!"``
Kitaba hakim olan bu görüş sebebiyle, kimi zaman yanlış anlaşıldığı iddia edilse de (Henri Arvon), genel kanı nihilizmin, bireyci anarşizmin ve egoizmin sözcüsü olduğu yolundadır.