Osmanlı İmparatorluğu
'na ait topraklarda 2400 seneden daha uzun bir süredir yaşamaktadır. Başlangıçta Romanyotlar vardı ve sonraları Sefaradlar içinde asimile oldular. Buna, 15.yy'ın sonlarındaOsmanlı İmparatorluğu
'na yapılan toplu göçlerle Aşkenazlar da eklendi.Osmanlı İmparatorluğu
Osmanlı İmparatorluğu
'nda ilk kan iftirası 15.yy'da Sultan II. Mehmed döneminde gerçekleşti (bazı kaynaklara göre 16.yy'ın başında). 1492'de İspanya'dan Yahudilerin göç etmesine rağmen münferit olaylar oldu fakat bu olaylar Osmanlı yetkililerince kınandı. Bazı kaynaklar Sultan IV.Murad zamanında kan iftirası olaylarının olduğunu belirtir. Sultan II. Mehmed, türünün tek örneği olan bir ferman çıkarıp kan iftirasıyla ilgili davaların ana merkezi İstanbul'da olan Divan tarafından incelenmesine karar kıldı. Genel olarak Batı Avrupa Yahudilerinin Osmanlı'ya göçü Osmanlı yetkililerince hoş karşılandı. 1553'te, doktoru ve danışmanı Moşe Hamon isimli bir Yahudi olan Sultan I. Süleyman, II. Mehmed'in kanununu tekrar onaylayıp, kan iftirası olaylarının yerel mahkemelerde yargılanmasını yasakladı. Sultan ayrıca Papa IV. Pavlus'un Ancona Yahudilerini engizisyonlara gönderme isteğine karşı önlem aldı. Zamanla yetkililerin Yahudilere karşı olan tavırları kötüye gitmeye başladı. 1579'da Sultan III. Murat, Yahudi kadınların değerli taşlarla süslenmiş ipek elbiseler giydiğini öğrenince İmparatorluktaki Yahudileri imha etme kararı aldı. Sadrazamın danışmanı olan Şlomo Aşkenazi'nin çabalarıyla ferman kaldırıldı fakat Yahudilere kıyafet kanunları getirildi: Yahudiler kendilerine özel kıyafetler giymeli, kadınlar ipek giymemeli ve erkekler özel bir çeşit şapka giymeliydi. Osmanlı Yahudileri zimmi statüsündeydi yani Müslümanlara kıyasla ikinci sınıf vatandaşlardı fakat kişisel dokunulmazlıkları ve din özgürlükleri vardı. Aynı yıl Şam olayı gerçekleşti; Yahudiler, Sardinyalı Kapuçin rahibi Thomas'ı ve Yunanlı yardımcısı İbrahim Amarah'ı kurban etmekle suçlandı. Müslümanlarla da sorunlar yaşandı. Örneğin, Mart 1908'de Arapların Yafa'da başlattığı büyük pogromda birkaç kişi öldü ve 13 kişi ağır yaralandı. Olayların ardından yerel hükümetin görevine son verildi. 19.yy'ın ikinci yarısında (1839'dan 1870'e)Osmanlı İmparatorluğu
Tanzimat'ı başlattı, böylece kişilerin etnik geçmişi veya dini ne olursa olsun haklar düzene sokulmaya çalışıldı. Bu, eşit haklara sahip olan Yahudileri olumlu etkiledi. Yahudiler, gerçek anlamda eşitliğe çok sonraları kavuştu. 19.yy'ın sonunda Filistin'li Müslümanların göçleri nedeniyle gerek vatandaş gerekse de yabancı Yahudilerin Filistin'e yerleşmesini ve Kudüs'te yaşamasını engelleyen yasa yürürlüğe sokuldu. 1919'dan 1921'e kadar süren Yunan-Türk Savaşı Batı Anadolu ve Doğu Trakya'da Yunanlar tarafından Yahudilere zulüm yapıldı, Çorlu'da pogrom gerçekleşti. Bu kanuna göre, İçişleri Bakanlığı, "Türk kültürüne adaptasyon" seviyesine göre azınlıkları istedikleri yerlere yerleştirebilecekti. Özellikle Edirne'de Yahudiler Türk görevlilerince kovuldular. 1939-1942 arası Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi Almanyası destekli antisemitizm ülke geneline yayılıp destek buldu, Türk hükümeti araya girmedi. Haziran 1942'de Türkiye'nin başına sağ görüşlü partiler geçti. 11 Kasım 1942'de Varlık Vergisi Türkiye meclisi tarafından onanıp yürürlüğe sokuldu. Yahudi ve Hristiyanların ödediği vergi Müslümanlara oranla 5 katı fazlaydı. Sonuç olarak ağır vergileri ödeyemeyen 1500 Yahudi çalışma kamplarına gönderildi. Karar, 15 Mart 1944'te yürürlükten kaldırıldı. 1933 ile 1945 yılları arası Türkiye Yahudi mültecileri kabul edip Avrupa'daki Türk diplomatlar Avrupa'dan kaçmak isteyen Yahudilere yardım etti. 1948'den 1955'e yaklaşık 37,000 Yahudi İsrail'e göç etti. Dış göçün ana sebeplerinden biri yetkililerin evde dahi Türkçe konuşulması için baskı yapmalarıydı. Yahudilere karşı saldırılar ve yaşanan antisemit olaylar 1955, 1964 ve 1967 senelerinde kaynaklandırılmıştır.İslami antisemitizm
Etnisite ve dinler arası ilişkiler uzmanı Rıfat Bali'ye ve diğer kaynaklara göre İslama geçen Yahudiler Türk İslamcıları tarafından diğerleri olarak görülüp sadakatlerine şüpheyle yaklaşılıyor. İslamcılar İslam'a geçen Yahudilerin yanı sıra liberallere, demokratlara, ruhban sınıfına karşı olanlara ve sosyalistlere Sabetaycı demekteydi. Örneğin, 1984'te kurulan kökten dinci terörist örgüt İBDA/C, Yahudiler ile Hristiyanların Türk politik hayatından ihraç edilmesini istemektedir. Tel Aviv Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmaya göre, 1997'ye kadar antisemitizmin ana kaynağı İslami görüşlü Refah Partisi'ydi. Araştırmacılara göre, Başbakan Erbakan gibi liderler İsrail'e karşı olumsuz tavırlar içine girmiş ve antisemit ifadelerde bulunmuştur. Şubat 1997'de, Türk yetkililerin medyada çıkan antisemit beyanları ve Refah Partisi'ne bağlı Milli Gazete'de çıkan makaleler nedeniyle Türkiye'nin Washington elçiliği protesto edildi. Makalede şu sözler aktarılmıştır.:"... yılan zehiriyle, Yahudi fesatlığıyla bilinir."1997'de Türkiye'de laik partilerin iktidara gelmesiyle Refah Partisi'nin etkisi azaldı. İsrail'in Gazze'deki Dökme Kurşun Harekatı ve 2009'da Dışişleri Bakanlığı'na Ahmet Davutoğlu'nun getirilmesiyle Türkiye'nin bu eleştirel tavrı devam etmiştir. Bazı kaynaklarca 31 Mayıs 2010'da gerçekleşen Gazze filosu olaylarıı körükleyenler Türk politikacılarıdır; bunun sebebi de İsrail ile olan ilişkilerin kızıştırılıp iç ve dış politikada kazanç sağlamaktır.