Altay dilleri ailesi; Hind - Avrupa, Çin - Tibet dil ailelerinden sonra dünyanın üçüncü büyük dil ailesidir. Altay dillerini konuşanların % 17’si Birleşik Devletler Topluluğu'nda, % 6.50’si Çin Halk Cumhuriyeti’nde, % 3.55’i başka ülkelerde, % 72,65’i ise kendi topraklarında yaşarlar. Altay kolu dillerini konuşan insanların sayısı 300 milyonu bulur ve Ural dağlarının güneyinden Japon denizine kadar ki bölgede konuşulur.
Altay dilleri, 19.878.368 kilometrekarelik bir sahada konuşulmaktadır. Bu alanın doğu-batı arasındaki mesafesi 9360 kilometreyi bulur.
Altay dillerine ait ilk yazılı belgeler sekizinci yüzyıldan itibaren görülmeye başlar.
Türk dili
Bilinen ilk yazılı belgeleri; Bilge Tonyukuk (M.S. 725), Kül-İç-Çor (719-723), Kültigin (732), Bilge Kağan (735) adlarına dikilmiş olup, Göktürk veya Orhun Abideleri adı ile anılırlar. Bunlardan önce Yenisey Mezartaşları gelir. Ancak bunlarda bir alfabe değil 158 civarında işaret bulunduran resim-yazı görülür.Moğol dili
En eski yazılı belgesi M.S. 1225 yılına aittir ve Yesunke Taşı olarak tanınır.Tonguz dili
Eski yazılı belgeleri ölü olan Çuçen diline aittir. Bunlar M.S. 1413 ve 1433 yıllarından kalmadır.Kore dili
En eski yazılı belgeleri 1443 yıllarından kalma ufak parçalardır. Bu dil Altay dilleri arasında üzerinde en az çalışma yapılandır.Japon dili
İlk yazılı belgeleri hemen hemen Türkçe ile aynıdır. Bunlardan 712 yılında yazılan Nihon Şoki küçük bir belgedir. Bundan sonra en önemli belge olarak Man’yoşu gelir.Altay dillerinin yaşı, teori olarak, 8972 civarında olup, bu rakam Ana Altaycaya aittir. Bundan ayrılışlar başlayınca; Türkçenin 8352, Moğolcanın 7112, Tonguzca’nın 5872 sene önce ayrılmaya başladığı iddia edilmektedir. Altay ailesine mensup diller, sahib oldukları hususiyetler bakımından az çok şekil, yapı, sentaks ve ses özelliği itibariyle bugün de yakınlık gösterirler.
Asıl Altay toprakları küçük olmasına rağmen bu dilleri konuşan topluluklar, doğuya, daha geniş olarak da batıya yayılmıştır. Akın eden ordularla birlikte Altay dilleri, başta Türkçe olmak üzere, Balkanlara, Anadolu’ya, Doğu Avrupa’ya, Kuzey Afrika’ya, İran’a, Hindistan’a yerleşmiştir. Bugün 300 milyondan fazla insan bu dilleri konuşmaktadır.
Altay dil ailesinin ortak özellikleri
- 1. Bu gruptaki dillerin hepsi yapı yönüyle eklemeli dildir.
- 2. Ön ekler (artikeller) yoktur.
- 3. Kelime türetme ve çekim son eklerle yapılırken köklerde değişme olmaz. Eklerdeki zenginlik ve çeşitlilik dikkat çekicidir.
- 5. Bu dillerde gramatik cinsiyet yoktur. Bu sebeple cümlelerde cinsiyet farkından kaynaklanan değişiklik yapılmaz: Müdür – müdire, memur – memure, Halit – Halide; he – she gibi.
- 6. Soru eki vardır.
- 7. Aynı şekilden kaynaklandığı saptanan ortak ekler vardır. Türkçe ile Moğolca arasında bu ortaklık daha belirgindir.
Altay Dil Ailesi'ne ait diller
Altay Dil Ailesi üç ana gruba ayrılır. Türk dilleri, Moğol dilleri ve Tunguz dilleri. Tartışmalı olmakla birlikte Japonca ve Korece'de bu kola dahil edilir.- Türk dilleri:
- - Oğuz grubu: Türkçe, Azerice, Türkmence.
- - Kıpçak grubu: Kazakça, Kırgızca, Karakalpakça, Nogayca, Karaçayca, Başkırca, Kumukça.
- - Uygur grubu (Çağatay grubu): Özbekçe, Uygurca, Salarca.
- - Yakut grubu: Yakutça.
- - Çuvaş grubu: Çuvaşça.
- Moğol dilleri: Moğolca (Khalka), Buryatça, Kalmukça.
- Tunguz dilleri: Even, Evenki, Golde, Oroç, Lamut.
- Kore dili: Korece
- Japon dili: Japonca, Amami, Okinawan, Miyako, Yaeyama, Yonaguni